Leesburg`da bombacı arkadaşlarıyla birlikte bir yeraltı sığınağında ve bizim onu yakalamamızı istiyor. | Open Subtitles | هو في مخبأ ف ليسبيرغ مَع رفاقِه يصنعِ القنبلةَ ويُريدُنا أَنْ نَعتقلَه. |
Günde sekiz saat sanki yeraltı sığınağında yaşam gibi. | Open Subtitles | هذا يشبه الحياة في مخبأ لثماني ساعات في اليوم |
Ben eski eşimden daha fazla yargıları olan bir yeraltı sığınağında yaşıyorum. | Open Subtitles | حسناً، العيش في مخبأ تحت الأرضي هذه الفكرة أفضل من طليقتي |
Boş vakitlerinde, evsizler sığınağında çalışıyor ve Meksika yemeği yiyor. | Open Subtitles | في وقت الفراغ تعمل في ملجأ للمشردين وتأكل غذاءً مكسيكياً |
Boş vakitlerinde, evsizler sığınağında çalışıyor ve Meksika yemeği yiyor. | Open Subtitles | في وقت الفراغ تعمل في ملجأ للمشردين وتأكل غذاءً مكسيكياً |
sığınağında bir hatunun koynunda uyanıp akşamdan kalma olmanın mahmurluğuyla şöyle derdi. | Open Subtitles | كان سيستيقظ فى مخبئه بجوار إمرأته. مع شبح الجحيم والأفكار. |
Bir Alman sığınağında Finlandiya'lı bir askerle omuz omuza savaşacağımı hiç düşünmemiştim. | Open Subtitles | لم أعتقد بأنه من الممكن أن أكون في مخبأ ألماني أقاتل مع جندي فنلندي |
Ve 30 Nisan 1945'te Auschwitz'deki dehşetin asıl sorumlusu olan Adolf Hitler Reich şansölyelik binasının altındaki Fuhrer sığınağında intihar etti. | Open Subtitles | وفي 30 أبريل 1945 الرجل الذي ترأّس "الرعب "آوشفيتس أدولف هتلر" إنتحر في مخبأ" القائد تحت مستشارية الرايخ |
Güvenlik nedenlerinden, her bir güvenlik müteahhidi, kendi ayrı sığınağında çalışırdı. | Open Subtitles | كان يتم من مخبأ خاص به منفصل عن البقية |
Steve ile Holly'nin arasını yapmasaydım şimdi burada, Hitler'in sığınağında yaşıyor olmazdı. | Open Subtitles | اذا لم اقم بتقديم (ستيف) الى (هولى) لم يكن ليعيش هنا (فى مخبأ (هتلر |
Tıpkı Marvin'i nerede bulacakları ve Ash'in kitabının Trick'in sığınağında olduğu gibi. | Open Subtitles | تماما مثلما عرفوا (اين يجدوا (مارفين وكتب (اش) تلك (التي كانت في مخبأ (تريك |
Toryum, İsviçre askeri sığınağında. | Open Subtitles | الثوريم فى مخبأ عسكرى سويسرى |
Vampirler, New Orleans'ta bir yerlerdeki yeraltı sığınağında insanları esir tutuyor. | Open Subtitles | مصاصي الدماء يحتفظون بالبشر كسجناء في مخبأ تحت الأرض (في مكان ما في (نيواورلينز |
Zoe'nin evindeyim ve görünüşe göre bir çeşit Trag sığınağında yaşıyormuş. | Open Subtitles | انا عند (زوي) او ما يبدو كذلك هي كانت تعيش علام يبدو في مخبأ للتراكز |
Rahal, bu üç ilk örneği eski bir Alman sığınağında bulmuş olmalı şimdi de çoğaltmak için dışarı çıkartmaya uğraşıyor. | Open Subtitles | حول زوايا هذه الألواح. (رحال) لابد و أنه وجد هذه النماذج الثلاث في مخبأ ألماني قديم |
Yerin 5 metre altında, betondan bir "Soğuk Savaş" sığınağında. | Open Subtitles | عشرون قدم تحت الأرض في ملجأ خرساني للحرب الباردة |
Acaba, kızları kasırga sığınağında ne kadar tuttu. | Open Subtitles | أتسائل كم أبقى هؤلاء النسوة بالأسفل في ملجأ الإعصار هذا |
Artık sığınağında değilsin, canım. | Open Subtitles | أنت لست في ملجأ الخاص بك الآن، يا عزيزتي. |
- Buna rağmen sen bomba sığınağında saklanıp bizi ölüme terk ediyorsun. | Open Subtitles | ...وأنت مازلت مختبئاً فى ملجأ تاركاً إيانا لنموت... |
Sonradan bir hayvan sığınağında gönüllüyüm de. | Open Subtitles | في ملجأ للحيوانات. |
- Kadın sığınağında. | Open Subtitles | أنا فى ملجأ السيدات |
1940'da Winston Churchill sığınağında oturmuş o koca purolarından birini içerken... | Open Subtitles | في سنة 1940 ( وينستون شورشل) جلس في مخبئه يدخن احدى أثمن أنواع السيجارات |