Salınım için herhangi bir uyarıcı olmadığında, normal seviyeleri sıfıra yakın. | TED | تكاد نسبة تواجده تقارب الصفر مالم يوجد شيء يحفز على إطلاقه |
Yine aynı toplulukta, beyaz kadınların ölüm oranı sıfıra yakındır. | TED | فى نفس هذه المجتمعات، معدلات النساء البيض تقترب من الصفر. |
Bunu sonucunda oluşan dalga fonksiyonu sıfıra gitmek zorundadır, helyum atomları birbirlerine dokunduklar anda yok olması gerekir. | TED | وتبعات ذلك هي كبح جماح الموجة الى الصفر مما يؤدي الى تلاشيها حين اقتراب ذرات الهيليوم |
Yeterince uzun bir zaman çizgisinde sağ kalma oranı herkes için sıfıra düşer. | Open Subtitles | مرحباً علي مدي زمني طويل بما يكفي معدل النجاه لكل شخص ينخفض للصفر |
Ben mi? Bence sıfıra geldiğimizde hiçbir şey olacağını düşünmüyorum. | Open Subtitles | أما أنا، لا أظن أن شيء سيحدث عندما يصل للصفر |
Ateşin tam üstüne doğru uçacağız. Görüş mesafesi sıfıra düşecek. | Open Subtitles | سنحلق مباشرة نحو واجهة الحريق، ستكون الرؤية ضعيفة إلى معدومة. |
Işıkları kapattık, ve tüm havayı dışarı çıkartarak bir vakumun içine koyduk, sonra mutlak sıfıra çok yakın bir dereceye kadar soğuttuk. | TED | ابعدنا الانارة .. وقمنا بسحب الهواء وتبريد الجهاز الى درجة واحدة فوق الصفر المطلق |
Bununla tarihin eğrisini sıfıra doğru bükebiliriz, sadece işe yaradığını bildiğimiz şeyleri yaparak. | TED | وفي هذه الطريقة يمكننا أن نصوغ التاريخ ونقوده إلى الصفر من خلال قيام بما نعرف أنه فعّال. |
Sonunda vücut fonksiyonlarımız ve bağımsızlığımız sıfıra düşüyor. | TED | في النهاية، وظائف أجسامنا والاستقلالية تنخفض إلى الصفر. |
Bir yerden bir yere bilgi aktarım maliyetinin sıfıra yakın olduğunda neler olabileceğini bir düşünün. | TED | تخيل ماذا يحدث عندما تكلفة الحصول على المعلومات من أي مكان لأي مكان تشارف إلى الصفر. |
Neredeyse mutlak sıfıra kadar sistemlerimizi soğutuyoruz, deneylerimize vakumlarda devam ediyoruz, herhangi bir dış parazitten izole ediyoruz. | TED | نقوم بخفض حرارة النظام إلى الصفر المطلق، ونجري تجاربنا في الفراغات، ونحاول عزلها عن أي اضطراب خارجي. |
Evrenin en geniş kara delikleri 10 ila 17 kelvin arasında bir sıcaklık yayıyor, ki bu da mutlak sıfıra çok yakın. | TED | إنّ أكبر الثقوب السوداء في الكون تعطي درجة حرارة حوالي 10 مرفوعة إلى الأس -17 "كلفن" وهي قريبة جدًّا من الصفر المطلق. |
Sıradan eşya haline geliyorlar ve herşey sıfıra giderken olan budur. Dışarıda zor bir pazar var. | TED | هم يتعرضون للتسليع، وهذا ما يحدث عندما تؤول الأمور الى الصفر. |
Ve cevap şöyle oldu, biz sıfıra yaklaşana kadar sıcaklık artmaya devam edecek. | TED | وإجابة ذلك ، أنه حتى نصل لقرابة الصفر ، ستتواصل درجات الحرارة في الإرتفاع. |
Ve bir şekilde bunu sıfıra indirecek bir değişiklik yapmak zorundayız | TED | وبطريقة ما ، لابد من أن نُحدث تغييرات التي ستخفضها الى الصفر. |
Şimdi herbirine tek tek bakalım ve sıfıra ne kadar düşebildiğimizi görelim | TED | إذاً، لنلقي نظرة على كل واحدة من هذه ونرى كيف يمكننا تقليلها الى الصفر. |
Hayat içindeki yeteri uzunlukta ki bir yaşamdan sonra, herkesin hayatta kalma şansı sıfıra düşüyor. | Open Subtitles | علي مدي زمني طويل بما يكفي معدل النجاه لكل شخص ينخفض للصفر |
Yeterince uzun bir zaman çizgisinde sağ kalma oranı herkes için sıfıra düşer. | Open Subtitles | علي مدي زمني طويل بما يكفي معدل النجاة للجميع ينخفض للصفر |
Sağa doğru sıfır. Sola doğru sıfır. Tekrar sıfıra geri döndük. | Open Subtitles | صفر إلى اليمين ، وصفر إلى اليسار، ثم نعود للصفر |
Görüş sıfıra yakın ve izleyicideki uydu kilidini kaybediyorum. | Open Subtitles | الرؤية معدومة تقريبا ومازلت أفقد تعقب القمر الصناعي |
Bir rulet masasına gidip de direk çift sıfıra bahis koyamazsın. | Open Subtitles | لن يروق لكَ إرتياد طاولة الروليت ، و تراهن على خانة الصفرين .. |
Ve o geri sayım sıfıra ulaştığında, hayal edilemez büyüklükte güç serbest bırakılacak. | Open Subtitles | وعندما يصل ذلك العد التنازلي إلى صفر سيُطلق العنان لسلطة لا يمكن تصورها |
- Geri sayım sıfıra geldiğinde asansöre binmiş olmalısınız. | Open Subtitles | ) - عندما يصل العد التنازلي لصفر يجب ان تكون في المصعد - |
Devri ikiye, elektriksel yükü de sıfıra ayarla. | Open Subtitles | أنت، ضع الدورة على إثنان والشحنة الكهربائية على صفر |