Tutkulu ve heyecanlı başlıyor, sonra ben sıkılıyorum, başkasıyla yatıyorum ve ayrılıyorum. | Open Subtitles | تبدأ التجربة بكونها شيقة ومفعمة بالشغف ثم أشعر بالملل وأعاشر غيره وأرحل |
Jesse, son günlerde boş boş oturmaktan çok sıkılıyorum. | Open Subtitles | جيسي، أشعر بالملل كثيرا الجلوس وعدم القيام بأي شيء في الآونة الأخيرة |
Fakat tamam. Ben sadece sıkılıyorum ve kız standartlara uymasa da Saray'a bir tazelik getirebilir. | Open Subtitles | ولكن أنا بخير أنا فقط اشعر بالملل وعلى الرغم من أنها ليست قياسية لكنها قد تضيف جو منعش للقصر |
Liseden beri hep sendi... - ...ve ben bundan sıkılıyorum! | Open Subtitles | الأمر دائماً يتعلق بك و لقد مللت من الأمر |
Öff, Lezzie. Hadi ama, sıkılıyorum. | Open Subtitles | ليزلي بالله عليكي لقد مللت |
Çünkü açıkçası, bir şöyle bir böyle hareketlerden sıkılıyorum. | Open Subtitles | لأنّني، وبصراحة، سئمتُ التردّد |
Bakalım. Bu üçüncü görüşmemiz olacak. Ne sıkılıyorum ne de deli gibi aşığım. | Open Subtitles | سنرى , انه موعدنا الثالث وانا لا أشعر بالملل أو واقعة في الحب بجنون |
Ya sıkılıyorum ve sonunu getiremiyorum işte hiç. | Open Subtitles | أنا لا أقصد ذلك و لكن أشعر بالملل و لا أستطيع أن أكمل الفلم حتى النهاية |
Burada çok sıkılıyorum. | Open Subtitles | انني أعبث معهم فحسب أنا وغد أشعر بالملل هنا |
Ben daha mesaj yazarken bile yarısında sıkılıyorum. | Open Subtitles | أعني، لقد اعتدتُ الشعور بالملل في منتصف كتابتي لرسالة نصيّة. |
Ağustosta işler hareketliydi, ama şimdi sıkılıyorum. | Open Subtitles | - أغسطس كان حافلاً لكنني الآن أشعر بالملل |
Anne, ben orda aşırı derecede sıkılıyorum. | Open Subtitles | أمي , أنا أشعر بشدة بالملل هناك |
Bu iş seyahatlerinde çok sıkılıyorum. | Open Subtitles | أشعر بالملل الشديد من رحلات العمل |
Çok sıkılıyorum, tek sorun bu! O çok iyi birisi ama... | Open Subtitles | اسمعي، أنا فقط أشعر بالملل أعني، إنها لطيفة جداً لكن... |
İşler heyecanlı olmayınca sıkılıyorum. | Open Subtitles | حين لا تحتد الأمور اصاب بالملل |
Bence çok kolay sıkılıyorum, o kadar. Neden önemseyesin ki? | Open Subtitles | أظن لأني أشعر بالملل وماذا هذا يهمك |
Çünkü evde sıkılıyorum. | Open Subtitles | مللت في البيت |
Evde sıkılıyorum dedim. | Open Subtitles | مللت في البيت |
Ama beni eğlendirmiyor artık. Becket, çok sıkılıyorum. | Open Subtitles | ولم يعد ذلك مسليًا لي، (بيكيت)، لقد سئمتُ |
Çabuk sıkılıyorum, nedense. | Open Subtitles | لقد سئمتُ لمعرفة السبب. |