"sıktım" - Traduction Turc en Arabe

    • وصافحت
        
    • عصرت
        
    • قمت بمصافحة
        
    • صافحت
        
    • عصرتهم
        
    • فرششت
        
    • صافحته
        
    • أزعجتك
        
    • أصبته
        
    • لقد رشيته
        
    • عصرته
        
    Buckingham Sarayı'na gidip kadının elini sıktım. Open Subtitles لقد ذهبت الى قصر باكينغهام وصافحت يد المرأة
    Yada - Ben yeni lahana sıktım. Open Subtitles أنا عصرت لتوي كرنب ملفوف
    Tekrar söylüyorum, bence bir sorun yok. Adamın elini sıktım. Hem de iki kere. Open Subtitles مرة أخرى، لا أعرف ماهي المشكلة لقد قمت بمصافحة الرجل ، مرتين
    Anlamıyorum. Adama bakmıştım, elini sıktım. Open Subtitles لا أستطيع فهم هذا لقد نظرت فى عينيه و صافحت يدة
    O kadar üzümle doldular ki... onları bir kupaya sıktım ve Firavun'a sundum. Open Subtitles لقد أصبحوا مثقلين جدا ً بالعنب لدرجة انني عصرتهم في كأس و قدمته الي فرعون
    Cebimdeki gazı çıkardım ve ona sıktım. Bıraktı. Ben de kaçtım, deli gibi tırsmıştım. Open Subtitles فرششت عليه غاز البندقية وخرجت مهرولا خائفاً.
    Elinde deodorant vardı. Gitmeden önce elini sıktım. Open Subtitles ،لقد كان هناك مزيل عرق على يديه لقد صافحته قبل مغادرته
    -Benimle otoyala gel orada görüşelim. -Canınımı sıktım? Open Subtitles تعال الى الطريق السريع معي، نحن سنرى هل أزعجتك
    Gözünün bir santim altına tek kurşun sıktım. Open Subtitles أصبته برصاصة سنتمتران تحت عينه
    Binlerce insanla çalıştım, birçok kişinin elini sıktım. Open Subtitles الآن ، لقد قابلت الكثير من الأشخاص وصافحت الكثير من الأيادي
    Adamın gözünün içine bakıp elini sıktım. Open Subtitles لقد نظرت بعيني الرجل وصافحت يده
    Bu akşam bir palyaçonun burnunu sıktım. Open Subtitles عصرت أنف مهرج الليلة
    O pisliği ezilene kadar sıktım. Open Subtitles لقد عصرت هذا الوغد حتى مات
    Bu davanın başında Gerry Conlon'un elini sıktım. Open Subtitles في بداية هذه المحاكمة ,قمت بمصافحة يد السيد "كونلن"
    Bu davanın başında Gerry Conlon'un elini sıktım. Open Subtitles في بداية هذه المحاكمة ,قمت بمصافحة يد السيد "كونلن"
    - Ve bu arada elini sıktım diye yedi sıfırı kabul ettim sanma. Open Subtitles وبالمُناسبة ، كوني صافحت يدك لا يعني أنني وافقت على ذلك العرض المُكون من سبع أرقام
    Az önce iyi geceler dilerken kızımın elini sıktım. Open Subtitles لقد صافحت ابنتى للتو قائلا طابت ليلتك
    Bermuda limonları efendim ve onları ben sıktım. Open Subtitles انه ليمون "بيرمودى", سيدى. وانا عصرتهم بنفسى.
    Bermuda limonları efendim ve onları ben sıktım. Open Subtitles انه ليمون "بيرمودى", سيدى. وانا عصرتهم بنفسى.
    Cebimdeki gazı çıkardım ve ona sıktım. Bıraktı. Ben de kaçtım, deli gibi tırsmıştım. Open Subtitles فرششت عليه غاز البندقية وخرجت مهرولا خائفاً.
    Adamın elini sokaktan alelade biriymiş gibi sıktım az önce. Open Subtitles صافحته وكأنه أحد المارة بالشارع
    Her adımında canını sıktım. Open Subtitles لقد أزعجتك طوال الوقت
    Kafasına bir kurşun sıktım. Open Subtitles أصبته برصاصة في رأسه.
    Ama çok sıktım. Open Subtitles لا ، لقد رشيته بالكثير من العطر
    Onu o kadar sert sıktım ki elimin içine girdi. Open Subtitles مهلًا لقد عصرته أكثر من اللازم حتى أنه دخل بيدي

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus