Öğrencilere sınıfın önünde şiir denemelerini okutmak insanı küçük düşürmede sadistik bir uygulama. | Open Subtitles | جعل الطلاب يقرأون واجباتهم القصائدية أمام الصف هو ممارسة سادية في الإذلال العلني |
bunları tüm sınıfın önünde söyledi. Gerçekten korkunç hissettim. | TED | قال ذلك أمام الصف بأكمله، وشعرت حقاً بسوء كبير. |
Öğretmen seni bütün sınıfın önünde ayağa kaldırıyor. | Open Subtitles | فإن المعلم سيجعلك تقف طوال الدرس أمام الصف بأكمله |
sınıfın önünde dikilip kafanı patlatmakla tehdit etmek değil sanatın aradığı. | Open Subtitles | الوقوف أمام الصف والتهديد بتفجير الأدمغة ليس ما يبحث عنه الفن لقد كان إرهاب التأثير الذاتي |
Bütün sınıfın önünde onu aşağılamış ve ayağıyla dalga geçmiş. | Open Subtitles | قام باهنتها امام الفصل باكمله بسبب قدمها |
Sadece İngiliz Edebiyatı hocasının bütün sınıfın önünde seni rezil etmesini hak etmediğini söylemek istedim. | Open Subtitles | التي طردك بها أستاذ الانجليزية أمام الصف كامل ؟ لم تستحقي هذا |
Evet hem de bütün sınıfın önünde. | Open Subtitles | ونعم ستفعلون ذلك أمام الصف كلّه |
Tüm sınıfın önünde onu küçük düşürmüş. Ayağıyla dalga geçmiş. | Open Subtitles | لقد أهانها أمام الصف بأكمله وسخرمنقدمها! |
Bayan Plummer bunu sınıfın önünde mi söyledi? | Open Subtitles | أقالت ذلك أمام الصف ؟ |
Pat Brander tüm sınıfın önünde kilotumu çekmişti. | Open Subtitles | نعم ، (بات براندر) كان يشدّ سروالي الداخلي أمام الصف بأكمله |
MINA: bütün sınıfın önünde tecrübesiz ve sen ondan seninle rekabet etmesini bekliyorsun. | Open Subtitles | هو عديم الخبرة أمام الصف |
Bugün senin için büyük bir fırsat, çünkü yarın... yarın sen ve Eddie bütün sınıfın önünde karşılaşacaksınız. | Open Subtitles | اليوم فرصتك يا رجُل ...لأن في الغد ستتشاجران أنتَ و (إي) أمام الصف بأكمله |
Sınıf arkadaşlarımdan biri, tartışmayı kazanmak uğruna bütün sınıfın önünde bunu yüzüme vurdu. | Open Subtitles | واحدة من زميلاتي هاجمتني به في وجهي امام الفصل بأكمله لتفوز بجدال |