sınırdışı edilmişti ve o zamandan beri kendisinden haber alamıyor. | Open Subtitles | لقد تم ترحيله. و تقول أنها لم تتلقى أخبار عنه منذ ذلك الحين. |
Casusluktan suçlandı ve 1967 yılında sınırdışı edildi. | Open Subtitles | لكنه أتهـم بالتجسس وتم ترحيله في عام 1967 |
Eğer göçmen bürosu devralırsa, o zaman Sophia'nın sınırdışı edilme ihtimali var. | Open Subtitles | اذا تولت ادارة التهجير الموضوع هنالك احتمال ان صوفيا سوف يتم ترحيلها |
İşini kaybedip sınırdışı edilmekten korktu. | Open Subtitles | لقد كانت خائفة من أن تخسر عملها و يتم ترحيلها |
Ya bu cinayeti itiraf eder, burada kalırsın ya da seni Lahey'e sınırdışı eder, insanlığa karşı işlenmiş 17 suçtan hüküm giymiş biri olarak orada kendini kurtarmak zorunda kalırsın. | Open Subtitles | إما أن تعترف بالجريمة، وانت تعمل معنا او نعمل على ترحيلك الى لاهاي وهناك عليك ان تواجه 17 تهمه |
Suça dair kanıt yoksa sınırdışı gerekçesi olamaz. | Open Subtitles | لكن دون دليل لإقتراف جريمة، فلا يوجد سبب لعمليّـات الترحيل. |
Binlerce insan sınırdışı ediliyor çocukları sizden ufak olanlar bile | Open Subtitles | ويتم ترحيل آلآف الناس في كل عام مع أطفالهم الصغار |
sınırdışı edilmeden önce ben de bir tane daha söylemek isterim. | Open Subtitles | لن أمانع في واحدة أخرى قبل أن يتم ترحيلي. |
Şey dedi, ebeveylerimi sınırdışı ettirirmiş. | Open Subtitles | قال.. أنه سيتسبب بترحيل والداي |
sınırdışı etmemi mi? | Open Subtitles | أن أقوم بترحيله ؟ |
Evet, Maria'yı gece yarısı sınırdışı ederdiniz. | Open Subtitles | كان بإمكانك أن تقوم بترحيلها في منتصف الليل |
Yapabilecekleri en iyi şey onu sınırdışı etmek. | Open Subtitles | أفضل طريقةٍ بإمكانهم فعلها هي ترحيله. |
Meksika'ya sınırdışı edilen yasadışı bir suçlunun, bir ay sonra sınırlarımız üzerinden tekrar Arizona'ya geçmesini sağlayan programın aynısı. | Open Subtitles | نفس البرنامج الذي سمح لمجرم أجنبي غير شرعي بأن يُرحل إلى المكسيك ليتسلل من جديد عبر حدود "أريزونا" بعد شهر من ترحيله |
Tamam, eğer sınırdışı edildiyse, neden beni ilgilendirsin ki? | Open Subtitles | حسنا , اذا تم ترحيله لماذا هذا مهم لي |
Catalina kaçarken, göğüslerinin kendinden kaçmasından çok endişeliydi ve sınırdışı edildi. | Open Subtitles | لقد كانت قلقة بشأن أثدائها بأن تهرب أثدائها منها ولقد تم ترحيلها. |
Ve ulusal güvenlik neden sınırdışı edilmesi gerektiğini ortaya koyacak. | Open Subtitles | و الدائرة ستجهز ملف القضية واسباب ترحيلها |
Reina'nın burada kalıp sınırdışı edilmesine karşı savaşma ihtimali var mı? | Open Subtitles | هل هناك اي فرصة ان تبقى رينا هنا تحاول محاربة قرار ترحيلها وتكوين حياة لها هنا؟ |
Bu sebeple kararım, toplum olarak hakkınızda her ne kadar olumlu bir söylem olsa da... sizi sınırdışı etmek yönünde. | Open Subtitles | وعلى ذلك فإنني توصلت على استنتاج والتي على الرغم من دعم المجتمع الواضح هنا سأطلب ترحيلك |
İki hafta içinde Göçmenlik Bürosu'na başvurur ya da sınırdışı edilirsiniz. | Open Subtitles | يجبانتسجلنفسكبإدارةالهجرةفىخلال إسبوعين ... وإلا سيتم ترحيلك ... |
sınırdışı edilme sorunlarımdan beni uzaklaştıracağı kesin. | Open Subtitles | بالتأكيد نستطيع أن نأخذ فكرتي بسبب مشاكلي مع الترحيل |
Bu göç uygulamanın hızlandırılmış sınırdışı listesi. | Open Subtitles | هذه قائمة الترحيل المستعجل لتنفيذ الهجرة |
sınırdışı etmeler tüm Avrupaya yayıldı. | Open Subtitles | ويتفشّى ترحيل البشر في مشارق أوروبا ومغاربها. |
Beni sınırdışı mı edeceksiniz? | Open Subtitles | هل ستقومون بترحيلي من البلاد ؟ |