Bu yazılım parçası bireyi olası sınırlar içinde tutacaktır. | TED | فإن قطعة من البرمجيات بامكانها إبقاء الفرد في حدود المعقول |
Elbette ki, yasal sınırlar içinde. | Open Subtitles | نحن مستعدين لأي شيء أي شيء في حدود القانون بالطبع |
Başlangıç olarak onunla olan etkileşimini profesyonel sınırlar içinde tutmaya çalış. | Open Subtitles | ... في البداية حاولي أن تبقي معاملتك معه محدودة في حدود المهنية |
Ve hatta, ürünün şekil manipulasyonuna bile belli sınırlar içinde dahil olabilirsiniz. | TED | و ايضا يمكنك الاشتراك في التلاعب بشكل المنتج ولكن ضمن حدود آمنة. |
Doğal seçilim, popülasyon ve türleri kabaca tanımlı sınırlar içinde tutuyor. | TED | عادةً ما يُبقي الانتقاء الطبيعي على السكان والفصائل ضمن حدود معينة. |
Belli sınırlar içinde tabii. | Open Subtitles | في حدود معينه بالطبع |
sınırlar içinde. Frank'e onu tutmasını söyle. | Open Subtitles | هذا ضمن حدود العملية فرانك سيفهم هذا |
Bilimsel sınırlar içinde kalmak zorundayız. | Open Subtitles | علينا البقاء ضمن حدود التشدد العلمي |
Biz yasal sınırlar içinde çalışırız. | Open Subtitles | نعمل ضمن حدود القانون |