Çok sıradandı. Jimnastikle hiçbir ilgisi yoktu. | Open Subtitles | كان الأمر عادياً للغاية، لم يكن فيه أي جمباز. |
Benim papazlığa doğru giden yolum sıradandı. | Open Subtitles | طريقي في عالم اللاهوت كان عادياً |
Her şey ortadaydı, sıradandı, görmüştük bile, | TED | الوسيط كان جليا. كان عادياً. |
Eskiden sabah duaları kadar sıradandı. | Open Subtitles | إعتدت أن أكون منتظماً كصلوات الصباح |
Eskiden sabah duaları kadar sıradandı. | Open Subtitles | إعتدت أن أكون منتظماً كصلوات الصباح |
Hiç kafasını kaldırmadı. O sessiz... şey, sıradandı. | Open Subtitles | لم ينظر للأعلى كان عادياً |
Yalnızca sıradandı. | Open Subtitles | كان رجلاً عادياً |
sıradandı, yani? | Open Subtitles | عادياً |
sıradandı. | Open Subtitles | كان عادياً |