Alay etmeden kalabalıklar ve erkekler sıralarını alabilmek için para ödeyeceklerdi. | Open Subtitles | سيتم السخرية منها أمام حشود كبيرة والرجال ستدفع لأخذ دورهم عليها |
sıralarını bekliyorlar, yaşları veya işleri için şükrediyorlardı. | Open Subtitles | ينتظرون دورهم ويسألون الله لو يمد لهم بأعمارهم أو بأعمالهم |
Özellikle Batı Avrupa Yahudi konvoyları sıralarını burada bekliyorlardı. | Open Subtitles | خصوصا قوافل اليهود الاوروبيين الغربيين ينتظرون دورهم هنا |
Yahudiler bir gün, iki gün, üç gün, sıralarını beklemek zorundalardı. | Open Subtitles | واضطر اليهود لانتظار دورهم للموت يوم، يومين، 3 أيام |
Ülke içinde sayısız suçlardan hüküm giyecek, ...uluslararası meslektaşlarımız da onunla ilgili sıralarını bekliyor olacaklar. | Open Subtitles | سوف يتم إتهامها بعدة تهم محليا و شركاؤنا دوليا سوف يحصلون على دورهم معها |
Yüzlerinde bir tebessümle sıralarını bekleyen insanlara bakıyorum. | Open Subtitles | إنني أنظر إلى أشخاص ينتظرون بإبتسامة على وجوههم ينتظرون دورهم |
İmkansız bu dünyayla bağlantı kurmaktır, etrafınızda birşeyler uçup giderken, başkalarına tutunmaktır, siz konuşurken sadece sıralarını beklemeyen -- sizi dinleyen insanlara. | TED | المستحيل أن تحاول الاتصال في هذا العالم ، أن تحاول التمسك الآخرين في حين ان الامور تتفجر من حولك ، مع العلم أنه في الحين الذي كنت تتحدث فيه ، انهم لا ينتظروا دورهم لكي يتحدثوا فحسب .. انهم حقاً يستمعون |
Zencilerin sıralarını beklememeleriyle ilgili bir yasa da var mı? | Open Subtitles | هل هناك بند عن إنتظار دورهم ؟ |
sıralarını bekleyecekler o zaman. | Open Subtitles | سيكون عليهم إنتظار دورهم |