sırt çantasından bir şey düşeceğini biliyordum. | Open Subtitles | أجل , كنت أعلم أن شيئا ما سيقع من حقيبة ظهره |
- Ayrıca ilk başta pembe sırt çantasından aldığımız izle de eşleşti. | Open Subtitles | وطابقنا أيضاً بصمة أُخذت .من حقيبة الظهر الوردية الاولى |
Bununla birlikte, sırt çantasından iki kristal bardak çıkardı fularına sürttü bardakları ve ikimize birden içecek doldurdu. | Open Subtitles | وبقوله هذا، التقط كأسين مصنوعين من الكرستال من حقيبة ظهره |
Foreman çocuğun sırt çantasından anahtarı yürütüversin. | Open Subtitles | لماذا لا نجعل (فورمان) القديم يسرق المفتاح من حقيبة الفتى؟ |