beyin-omurilik sıvısını kullanarak hücreler arasında biriken artıkları süpürüp dışarı atıyor. | TED | تستعمل السائل الدماغي الشوكي لغسل المخلفات السامة التي تتراكم بين الخلايا. |
kısırlığı çözmek, hala hayattayken omurilik sıvısını.. - almaya bağlı olabilir. | Open Subtitles | قد يعتمد حل مشكلة العقم على السائل الشوكي من حيوان حيّ |
Mide sıvısını akıtmak moralimi yerine getirir. | Open Subtitles | فلترة السائل المعوى سوف ترفع من معناوياتى |
Anatomi dersinde, kadavrayı keserken, laboratuvar arkadaşım, mide sıvısını yüzüme fışkırttı. | Open Subtitles | أثناء التشريح، شريكي في المعمل سكب سائل معدة في عيني |
Kafein ve şeker, midesinin içinde bulunan lapa kıvamındaki fast food sıvısını zehirli bir gaza çeviriyordu. | Open Subtitles | الكافيين والسكر يحول سائل الوجبات السريعة في معدته إلى غازات سامة |
Sadece gözlerindeki cam sıvısını test ederiz. | Open Subtitles | إن كنا على حق , علينا فقط فحص سوائل عينيها |
İdrar yollarında tıkanma var, bu da amnio sıvısını engelliyor olabilir. | Open Subtitles | هناك انسداد في الجهاز البولي يعوق السائل المشيمي |
Kafa travmasına bağlı anevrizma geçirip geçirmediğini anlamak için omurilik sıvısını kontrol etmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | نحن بحاجه إلى معاينة السائل الشوكي لوجود دم لنرى إذا كان لديكِ تمدد الأوعية الدموية من صدمة الرأس |
Omurga sıvısını onun haberi olmadan alamazsın. | Open Subtitles | لن تستطيع اخذ السائل الشوكي منه دون ان يعلم. |
Oğlunuzun akciğerinde enfeksiyon vardı ama enfeksiyon sıvısını çektik ve biraz antibiyotik verdik. | Open Subtitles | ابنك يعلني من عدوى في الرئه لكننا نزعنا السائل المصاب, و قمنا بإعطائه مضادات حيويه. |
Tamam, omurilik sıvısını analiz etmeye başlamam gerek. | Open Subtitles | يجب أن أبدأ تحليل السائل الدماغي الشوكي. |
Muhteşem, şimdi kocaman bir iğneyle mide sıvısını dışarı çıkart. | Open Subtitles | رائع اسحب الان السائل بالابره العملاقه |
Sinsi bir gülümsemeyle... erkek ileri geri hareket eder ve sıvısını kadına boşaltır... ve sonra kız kalkar. | Open Subtitles | بابتسامة ماكرة... ينتقل المرأة حتى السائل يمكن ان تخترق لها... ثم نهضت. |
Omurilik sıvısını almak üzereyim. | Open Subtitles | إنني جاهز لاستخراج السائل النخاعي |
Balmumu sıvısını almıyorsun, değil mi? | Open Subtitles | انتي لا تنفخ لتحنيط السائل, صحيح؟ |
Beyin omurilik sıvısını çekici bulduğundan şüpheliyim. | Open Subtitles | أشك في أنّك ستجد دماغاً به سائل نخاعي جذاباً. |
Ölmek üzereydim. Bir ölümsüzün omurilik sıvısını enjekte ettiler. | Open Subtitles | كنت أحتضر، وتلقيت نقلًا من سائل شوكي لخالد آخر |
Omurilik sıvısını reddeden hastalar olduğunu duymuştum. | Open Subtitles | سمعت عن مرضى يمكنهم رفض ضخ سائل دماغي شوكي |
Çekirdek fazla ısındı ve termal yerdeğişim sıvısını buharlaştırdı. | Open Subtitles | الصميم رَكضَ حارَ جداً ومُبَخَّر a سائل إزاحةِ حراريِ. نحن نَصِلُ إنصهارَ كاملَ. |
Bana sadece on dakikada bir, hastasının sıvısını kontrol ettirecek kadar güveniyor. | Open Subtitles | دقائق 10 كل مريضتها سوائل بملاحظة |
Beyin omurilik sıvısını almalıyız. Sonrada ona TDT uygulamalıyız. | Open Subtitles | علينا القيام ببزل قطني ثم سنجري فحصاً جلدي للسل |
Sana faydası olan, en azından biraz zaman kazandıran tek şey omurilik sıvısını almandı. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي أفادك، أو على الأقل أرجأ تفاقم مرضك بعض الشيء... كان البزل القطني. |