Bilerek her şeyi dışarı sızdırmaya çalışıyormuş gibiydi. | Open Subtitles | شعرت كما لو انها ارادت تسريب شيء ما عمدًا |
Eğer isterseniz, medyaya sızdırmaya başlayabilirim. | Open Subtitles | لو اردت يمكنني تسريب هذا للإعلام |
Yoksa neden sana bilgi sızdırmaya çalışsın ki? | Open Subtitles | وإلا لماذا يُجهد نفسه بتسريب الوثيقة لك؟ |
Sonra birkaç cesur adam broşür basıp o tartışmaları sızdırmaya başladı. | Open Subtitles | لكن عدة رجال شجعان بدؤوا بتسريب المعلومات |
Bir gaz hattı delindiğinde reaktör sızdırmaya başladı. | Open Subtitles | حين تحطّم أنبوب تبريد تسبب في تسرّب نووي. |
Çocuk ondan çeşiti avantajlar sağladı. Para sızdırmaya çalıştı. | Open Subtitles | ،إستغله الفتي حاول إبتزاز المال منه |
Su sızdırmaya başlayabilir. Çık artık! | Open Subtitles | ستبدأ بالتسريب أخرج حالاً |
Deepwater Horizon Gulf'a gömülürken bile petrol sızdırmaya devam ediyor Nevada'da bir Cumhuriyetçi Senato Adayı fakirlerin doktorlara tavukla ödeme yapmasını savunuyor ve Yunanistan 45 milyar dolarlık yardım paketini devreye soktu. | Open Subtitles | منصة ديب واتر تواصل تسريب النفط ولازالت تواصل تسريبها في خليج المكسيك, مرشح جمهوي لمنصب في مجلس الشيوخ في ولاية نيفادا ينصح |
Edward Snowden, Amerikan İstihbarat Kurumlarının çok gizli olarak sınıflandırdığı bilgileri sızdırmaya başladı. Ve biz de PRISM , XKeyscore ve diğerlerini böylece öğrenmeye başladık. | TED | بدأ إدوارد سنودن تسريب المعلومات، معلومات في غاية السرية، من وكالات المخابرات الامريكية، ثم بدائنا المعرفة عن اشياء مثل ال " برزم " و ال " اكس كي سكور " و غيرها |
Snowden, NSA'in giderek artan gücünü gördükçe dehşete kapıldığını milyonlarca telefon konuşmasını takip eden, bazı internet şirketlerine doğrudan erişimi olan bir teşkilatın yaptıklarını ifşa edecek dokümanları basına sızdırmaya karar verdiğini söylüyor. | Open Subtitles | (سنودن) قال أنه أصبح أكثر انزعاجًا بما شاهده من قوة متنامية للـ"إن إس أي". ماعزز قراره تسريب المستندات التي قيل |
Moxon bana bilgi sızdırmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | كان (ماكسون) يحاول تسريب الوثيقة |
Öldükten sonra, hücrelerin damarlara potasyum sızdırmaya başlar. | Open Subtitles | بعد وفاتك تبدأ خلاياك بتسريب البوتاسيوم عبر شعيراتك الدموية |
Sonra araba yağ sızdırmaya başladı. Şerif bizi durdurup haber verdi. | Open Subtitles | ثم بدأت السيارة بتسريب الزيت .فاوقفنا المأمور واخبرنا عنه |
- Eskisi su sızdırmaya başladı. | Open Subtitles | -لأن فرشتي القديمة بها تسرّب . |
Gerçekten sızdırmaya başlamıştım. | Open Subtitles | كان هناك تسرّب |
Pardon, Tanrı'nın hizmetkârlarından para mı sızdırmaya teşebbüs ediyorsunuz? | Open Subtitles | أنا آسف هل تحاول إبتزاز خادم الله ؟ |
Chili'nin, Frankie'den para sızdırmaya çalıştığını duydunuz mu acaba? | Open Subtitles | لا يُصادف أنّك سمعت أنّ (تشيلي) كان يحاول إبتزاز بعض المال من صديقي (فرانكي) هنا؟ |
Lanet olası çatı sızdırmaya başladığından beri. | Open Subtitles | منذ أن بدأ ذاك السقف بالتسريب |