Atlantik'ten gelen hava cephesi sağanak yağışı da sürüklemeye devam ediyor. | Open Subtitles | تستمر موجة التقلبات الجويّة هذه من المحيط الأطلسي بجلب أمطار غزيرة |
Su buharı yoğuştu ve sağanak yağışlar başladı. | Open Subtitles | البخار المائي يتكاثف ومن ثم يتساقط سيول غزيرة |
Bu seyahat süresi çapında nerelerde sert rüzgar ve sağanak yağmur vardı? | Open Subtitles | اذاً أين توجد رياح قوية ومطر غزير في محيطنا على خطوط السفر ؟ |
Ancak yarınki havanın gün boyunca gök gürültülü ve sağanak yağışlı olacağını üzülerek belirtmek durumundayım. | Open Subtitles | لكن توقعات الغد، يؤسفني أن أقول لكم أنها ستمطر زخات مطر ورعود قوية طوال اليوم |
Uydu haritasına bakalım, Queensland... ve New South Wales'te sağanak yağış... kıtanın diğer bölgelerinde de çok az hareketlilik var. | Open Subtitles | على خريطة القمر الصناعي غيوم فوق جزرالملوك ونيو ساوث ويلز تجلب زخّات المطر وهناك قليل من الفعالية الجوية فوق بقية المناطق |
Ben de korkayım mı? Sezar'ın gökgürültülü sağanak yüzünden dünyadan vazgeçtiği söylenebilir mi? | Open Subtitles | -من الممكن ان يقال ان القيصر تخلى عن امتلاك العالم بسبب عاصفة رعدية |
sağanak geliyor. Hadi gidelim. | Open Subtitles | ستبدأ الأمطار بالنزول بغزارة - هيا بنا - |
"Görüş alanı, sağanak yağmur nedeniyle çok yetersizmiş." | Open Subtitles | الرؤية كانت شبه معدومة بسبب الامطار الغزيرة |
Yazın kokusunu, sağanak yağışı ve parıldayan yıldızlı geceleri asla unutmayacağım. | Open Subtitles | رائحة الصيف و وابل العواصف الرعدية بالاضافة الى النجوم المتألقة في السماء هي الأشياء التي لن أنساها |
Bugün gün genelinde güzel bir hava bekleniyor ama akşam saatlerinde gece boyunca sürecek sağanak yağmur bastıracaktır. | Open Subtitles | من المتوقع أن يكون الجو اليوم بخير لكن سوف يكون هناك أمطار غزيرة طوال الليل. |
Mekânik bulutlar 10 saniye içinde sağanak yağmur yağdıracak. | Open Subtitles | سوف تحث الغيوم الميكانيكة هطول .أمطار غزيرة لعشرة ثوانٍ |
sağanak yağış ve şiddetli rüzgâr... | Open Subtitles | إنذار التقلبات الجويّة الأحمر أمطار غزيرة وعاصفة هوجاء ورياح نشطة |
Zorluk yok. Şiddetli sağanak yok. | Open Subtitles | لا تيّار كهربائي ، و إنهيار غزير |
Fuji'de sağanak yağış devam ederken, ... bir karara varıldı. | Open Subtitles | مع مطر غزير يستمر في الهطول هنا في "فوجي" فالقرار تم إتخاذه أخيراً. |
O damla değil, sağanak. | Open Subtitles | - هذه ليست قطرة، إنها مطرٌ غزير |
Gök gürültülü ve sağanak yağışlı olacağını söylüyor, böylece kimse boy göstermediği için golf sahası kendisine kalıyor. | Open Subtitles | يتوقع هطول زخات أمطار ورعود لكي لا يحضر أحد وسيحظى بملعب الغولف لنفسه |
Gece boyunca sağanak yağış hâkim olacak. | Open Subtitles | زخّات من المطر ستهطل طوال المساء |
Bu gece %80 ihtimalle gök gürültülü sağanak yağış bekleniyor. | Open Subtitles | %لدينا عاصفة رعدية الليلة بنسبة 80 مع سقوط امطار متوقع |
sağanak yağmur. | Open Subtitles | والأمطار كانت تهطل بغزارة. |
sağanak yağmurların şiddetini dindiren birer kubbe gibi davranırlar. | Open Subtitles | وهي تحمي التربة أيضا من آثار هطول الأمطار الغزيرة |
sağanak yağış esnasında açık alanda durmaman gerektiğini biliyorum ama bundan başka... | Open Subtitles | أعلم بأنّه ليس من المفترض أن تكن في العراء خلال العاصفة الرعدية ...لكن خلاف ذلك |
Güneşli bir günde aniden sağanak yağmur başlıyor. | Open Subtitles | والامطار غزت الارض بغزاره |