Gerçekten görevim olsa bile araya girmemi engellemek için kendimi ast olarak hissetmemi sağlamaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | انت تحاول ان تجعلني اعرف نفسي كتابع لتمنعني من ان اتدخل ابدا حتى لو كان ذلك من ضمن واجباتي |
Bu ülkeler sadece belli bir kesim için mükemmeli sağlamaktan herkes için mükemmeli sağlamaya geçtiler, ki bu çok önemli bir ders. | TED | لقد تجاوزت تلك الدول مرحلة توفير الإنصاف للبعض فقطإلى مرحلة توفير التفوق للجميع. وهو درس في غاية الأهمية. |
Her gün tüm plak şirketlerine telefon edip bizi canlı izlemelerini sağlamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أحد طقوسي اليومية هو الاتصال بمسؤولي شركات التسجيل، ومحاولة إقناع أحدهم بالمجيء لرؤيتي في عرض حي. |
Uyum sağlamaya çalışmazsan ileri hamle yapamazsın. | Open Subtitles | لن يكون هناك تقدم حتى تكون لديك القدرة على التأقلم |
Karpal tüneli doğrulamak için bazı testlere girmeni sağlamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا أحاول أن أجعلك تخضعي للفحوصات للتأكد من حالة رسغك |
Kimmie her zaman kendi iyi görünmek için benim kötü görünmemi sağlamaya çalışmıştır. | Open Subtitles | كيمي دائما تستمد قوتها من جعلي سيئة.. حتى تبدو جيدة |
Sadece bu durumu biraz daha ciddiye almasını sağlamaya çalışıyordum. | Open Subtitles | أنا فقط أحاول أن أجعلها تأخذ هذا بجدية أكبر قليلاً |
Kanalda bir gemi enkazı olduğunu anlamasını sağlamaya çalışıyordum. | Open Subtitles | كانت اُحاول أن أجعله يفهم بأن هنالك حطام سفينة فى القناة |
Senin için üzülmemi sağlamaya çalışma. Yaptığın şey yüzünden hapiste olmalısın. | Open Subtitles | لاتحاول أن تجعلني آشعر بالأسى تجاهك يجب أن تكون في السجن لما فعلته |
Öyle gerektiği için, yapmamı sağlamaya çalışmıştın. | Open Subtitles | لقد حاولت أن تجعلني أفعلها لأنه كان عليّ فعله |
Öyle gerektiği için, yapmamı sağlamaya çalışmıştın. | Open Subtitles | لقد حاولت أن تجعلني أفعلها لأنه كان عليّ فعله |
Korunma karşılığında yiyecek ve barınak sağlamak ayrı bir şeydir ortada önceden böyle bir ilişki yokken, barınak sağlamaya zorlanmak ise apayrı bir şey. | Open Subtitles | إنه من جهة، امداد الطعام والمأوي مقابل الحماية، لكنه أمر آخر تماماً أن يتمّ ارغامك على توفير مسكن حيثما لم يوجد من ذي قبل. |
Öğrencilerin ona oy vermesini onlara alkol vererek sağlamaya çalışıyor. | Open Subtitles | إنه يحاول أن يجعل الطلاب يصوتون له عن طريق توفير كحول مجانية لهم إنه يرشوهم عن طريق الخمر |
Haftaya, Medicare ve Medicaid Servisleri Merkezini ziyaret edeceğim ve MMM'yi uygun kod dili ve ücretlendirme sağlamaya ikna etmeye çalışacağım böylece buna ihtiyacı olan hastalar bu teknolojiye erişebilecek. | TED | مركز العناية الطبية بالمسنين والفقراء وسأحاول إقناع المركز بتوفير إسم و سعر مناسبين ليتسنى لهذه التكنولوجيا أن تتوفر للمرضى الذين يحتاجونها |
Uyum sağlamaya çalışmak zor olmalı. | Open Subtitles | يجب أن يكون صعب جدا محاوله التأقلم |
Annen ve babanın, benim annemle bağlantıları olduğunu anlamanı sağlamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أن أجعلك تدركين أن أبواك و أمي مرتبطون بشكل ما |
Beni tuzağa düşürmek için dikkatsizce konuşmamı sağlamaya çalışıyorsan. | Open Subtitles | في محاولة جعلي التحدث بدون حذر لكي تمسك بي |
Hatta bir psikiyatriste bile gittim ve bana ilaç yazmasını sağlamaya çalıştım, fakat yazmadı, çünkü şizofren değildim. | TED | وذهبت حتى لطبيبة نفسية وحاولت أن أجعلها تصف لي أدوية، ولكنها رفضت لأني لا أعاني من انفصام الشخصية، حسناً. |
Bu biraz olağandışı. Daha istekli olmasını sağlamaya çalışıyordum. | Open Subtitles | ـ هذا شيء غير عادي ـ لقد كنتُ أحاول أنّ أجعله أكثر مجازفةً |
Frank, sadece iyileşmene olanak sağlamaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | فرانك، نحن فقط مُحَاوَلَة لتَسهيل تحسّنِكَ |
Senden hoşlanmalarını sağlamaya çalışsan daha iyi olmaz mı? | Open Subtitles | لا يَكُونَ أفضلَ إذا حاولتَ جَعْلهم يَحْبّونَك؟ |
Oğlununa daha iyi bir hayat sağlamaya çalışırken hayatını kaybeden bir anneydi. | TED | لقد كانت أما ضحت بحياتها تحاول الحصول على فرصة لحياة أفضل لإبنها |
İşten geldiği zaman evde kimsenin olmamasını sağlamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | لقد حاولت أن أحرص ألا يكون هناك أحد عندما يعود من عمله لأني أعلم أنه لا يحب ان يكون هناك أحد |
Bu şehrin büyümesini sağlamaya kararlılar. Ben de kararlıyım. | Open Subtitles | كلهم عزم على ان يروا . المدينة تنموا كما أتمنى |
Sanırım Charlie, kıskançlık yapıp birilerini öldürmeden önce diğer insanların nasıl düşündüğünü anlamamızı sağlamaya çalışıyor. | Open Subtitles | أعتقد أن تشارلي يحاول أن يجعلنا نفكر في مشاعر الآخرين قبل أن نغضب ونغار، ونقتلهم |
Olayı gözünde canlandırmanı sağlamaya çalışıyorum. Umarım beni anlıyorsun. | Open Subtitles | أنا أحافظ على استعاراتك هنا ..آمل أن تقدري ذلك |