Eşim işi gereği Afrika'ya giderdi ve Safariye bayılırdı. | Open Subtitles | أعمال زوجي اخذته إلى أفريقيا ، وكان يحب السفاري |
Haklıydın. Safariye geçen yıl çıkmadık. İki yıl önceydi. | Open Subtitles | أنت محقة ، رحلة السفاري لم تكن العام الماضي، بل قبل عامين |
Safariye çıktığın zaman... başka birisiyle birlikte olduğun oluyor mu? | Open Subtitles | عندما تسافر في رحلات سفاري ألم تكن مع واحدة آخرى مطلقاً؟ |
Hapishanesini ziyaret edecek, ayrıca... - Safariye de çıkacak. | Open Subtitles | و سِجن زوندَر واتَر بالإضافَة إلى رِحلَة سفاري |
Bütün adamlar Bwana Pierce ve Bwana Van Ness ile Safariye gitti. | Open Subtitles | إختفى كل ولد رحلة صيد الصنع مع بوانا يثقب وبوانا فان نيسس. |
Bu özel tim görevine benzemiyor daha çok lanet bir Safariye benziyor. | Open Subtitles | انها لا تبدو كمهمة للقوات الخاصة ولكنها تبدو كرحلة سافاري في الغابة |
İçini açtığında, Safariye iki tane bilet görürsün. | Open Subtitles | وتفتحه، فتجد بطاقتان للذهاب إلى الأدغال. |
Hayır, annem aniden bir Safariye gitti ve geri dönmedi. | Open Subtitles | لا , أمي اندفعت بعيداً بسرعة في السافاري في أحد الأيام و ما عادت مطلقاً |
Safariye filan çıkmadım. | Open Subtitles | لم أذهب برحلات برّية. |
Anne, FBI'ya gidiyorum. Safariye değil. | Open Subtitles | أمي، أنا ذاهبة إلى المباحث الفيدرالية لا إلى السفاري |
Gramofonu bile Safariye götürdü. | Open Subtitles | أخذ معه في رحلة السفاري الفونوغراف |
Şehirden Heights'a Safariye gelen zengin sürtük. | Open Subtitles | سافلة ثريّة من أعلى المدينة في رحلات السفاري بـ"هايتس" |
Evet, ben tek kişilik ortayım. Sudan'da Safariye çıkmıştım. | Open Subtitles | نعم ، أنا جيش لوحدي نعم في السودان ، لقد كنت في رحلة سفاري |
Ailemle Safariye çıktım, hayvanların fotoğraflarını falan çekiyordum. | Open Subtitles | كنت برحلة سفاري مع عائلتي ألتقط صور الحيوانات |
- Geçen Noel'de annemle birlikte Safariye çıkmıştık. | Open Subtitles | أمي و أنا ذهبنا في رحلة سفاري العام الماضي |
Bu özel tim görevine benzemiyor daha çok lanet bir Safariye benziyor. | Open Subtitles | هذه اقل من ان يكون مهمه للقوات الخاصه تبدو اكثر مثل رحلة صيد |
- Çantamı hazırlayayım. - Fazla şey alma. Safariye gitmiyoruz. | Open Subtitles | سوف احزم حقائبي لا تحزم الكثير ,نحن لسنا في رحلة سافاري |
Bir Safariye bile liderlik edebilirsin. | Open Subtitles | ويمكنك أن تقود رحلة سافاري حتى. |
Kenya'da Safariye gidiyoruz. | Open Subtitles | سوف نذهب إلى الأدغال في (كينيا). |
dünyanın değişik yerlerinde tatile çıkıyorum dağlara tırmanıyorum, Safariye çıkıyorum ve bütün bunlar devam ediyor çünkü; | Open Subtitles | أتمكن من التفسح في العطل في جميع الأماكن المشهورة في العالم لقد تسلقت جبالا لقد استكشفت، وذهبت في السافاري ـ وكل هذا حصل ويستمر في الحصول |