Silah kullanılmaması karakterin saflığını sembolize ediyor. | Open Subtitles | عدم إستخدام السلاح يرمز إلي نقاء السخصية الخالص |
Ve Rama onun saflığını birkez daha sorguladı. | Open Subtitles | وطلب منها أن تثبت لها نقاء واحد مزيد من الوقت |
Ona saflığını ve temizliğini kazandırmak için,... benliğine girmiş şeytandan kurtaracağız. | Open Subtitles | صنع كله ذلك نقي وجيد اننا نطلق سراح هذه البنت من الشر الذي يتلبسها |
Ama Post, CIA'in saflığını, ahlak prensiplerine bağlılıklarını doğrulamak için burada olduklarını söylüyor. | Open Subtitles | ولكن ماذا تقول الصحيفة إننا هُنا لنقِر على نقاوة أخلاق وكالة الإستخبارات |
Bu, bu denklemde bulduğumuz sıcak kakayı alır, içimizde çok derinlere gömeriz ki davamızın geri kalanı saflığını korusun demek. | Open Subtitles | نستخلص الآثام ونطمرها بداخلنا، لألا تعكّر صفاء قضيتنا. |
Ama bunu düzeltebilirim ve saflığını da arttırabilirim. | Open Subtitles | ولكن المبدأ أنني أعتقد أنّه يُمكنني حلّه وأعتقد أنّه يُمكنني أن أرفع النقاوة أيضاً |
Oh, bebeğim, saflığını seviyorum, ama bu şehri anlamıyorsun. | Open Subtitles | ،أحب سذاجتك لكنك لا تستوعبين هذه المدينة |
Bunun dışında ruhunun saflığını korumada mısın? | Open Subtitles | هل حاولت بطريقة أخرى أن تحافظي على نقاء وطهر روحك |
Onca turne ve albüm müziğin saflığını bozuyor. | Open Subtitles | ..كل أمور الجولات الموسيقية والألبومات تفسد نقاء الصوت |
Masum bir kızın saflığını şeytan oyuncağı haline getirdiler. Ben yapmadım. | Open Subtitles | لقد حوّلت نقاء فتاة بريئة إلى دُمية يتلاعب بها الشيطان |
Olmaz. İlkel saflığını bozarım yoksa. | Open Subtitles | أوه، لا، أنا من شأنه أن يفسد نقاء البدائية الخاصة بك. |
Birçok dinin, çocuklarının, inançlarının saflığını korumak istediğini ve bu yüzden onları diğer dinlerden bîhaber bırakmaya çalıştıklarını biliyorum. | TED | أعرف بأن الكثير من الاديان مهتمة بالحفاظ على نقاء إيمانها لدى الاطفال لدرجة عدم تعليمهم عن الاديان الاخرى وتعتيم كل شيء عن الآخر. |
Zalim bir gruptur anlatılanlara göre Athenian'ın saflığını, azınlıkta olan yabancıların farklılıkları tarafından kirletilmekten koruyorlar. | Open Subtitles | إنهم عصبة من الرجال الروحانيين يدعون إنهم يحمون نقاء (أثينا) من التلوث بإقصاء أي أقليات مختلفة |
Bizim kanımız daha koyu çünkü saflığını koruyoruz. | Open Subtitles | ودمنا أكثف من الغالب ... بسبب لأننا تركناه نقي ... |
- Artık saflığını yitirdi. | Open Subtitles | لن يكون نقي بعد الآن. |
O halde aşkımızın saflığını korumalısın. | Open Subtitles | إذن يجب عليك أن تحمي نقاوة حبنا. |
İnsan bedeninin saflığını kimse Elena kadar iyi yakalayamaz. | Open Subtitles | لا أحد يلتقط نقاوة تشكُل الإنسان (كـ(إلينا |
Bu ayin bezi, niyetlerinizin saflığını ve yeni evlilerin birlikte gitmek zorunda olduğu yolu simgeler. | Open Subtitles | قماش الطقوس هذا يرمز الى صفاء النوايا والطريق الذي يجب على المتزوجين الجُدُد سَلْكَه |
Varisi Roman'ı baştan çıkararak Atrian saflığını bozdun. | Open Subtitles | لقد دنستي صفاء اسم الاتريين بأغواء وريثه (رومان) |
Bataklık'ta Hilal'lerle yaşadığım zamanlar sonunda kurt olmanın saflığını ve asaletini anlamıştım. | Open Subtitles | عندما أنا كُنتُ أَعيشُ معه الأهلة في الهور فَهمتُ أخيراً النقاوة ثمة ذئب هنا، وطبقة من النبلاء |
Şu anda işlerin nasıl yürüdüğüne ilişkin saflığını segiliyorsun. | Open Subtitles | أنت الآن تظهرين سذاجتك حول كيفية سير الأمور |