Benimse bundan haberim, Sahil Güvenlik uçağı başımın üstünde belirdiğinde olabildi. | TED | و أدركت ذلك حينما كانت طائرة إنقاذ خفر السواحل فوق رأسى |
Dikkat! Sahil Güvenlik konuşuyor. 15 metrelik bir dalga buraya doğru geliyor. | Open Subtitles | إنتباه ، نحن خفر السواحل ، هناك موجة قادمة بطول 50 قدم |
Sahil Güvenlik dışında herkes adaya sadece bu yolla ulaşabilir. | Open Subtitles | وهو الطريق الوحيد على أو من الجزيرة، ماعدا خفر السواحل |
Bahse girerim yapılan imdat çağrılarının Sahil Güvenlik tarafından kayda alındığını da bilmiyorsunuzdur. | Open Subtitles | أراهن أنّكِ لا تعرفين أنّ خفر السواحل تسجّل كلّ إتّصالات الإستغاثة التي تتلقاها. |
Sahil Güvenlik'e verdiğin ifadeyi test ettik kocanın tekneden düştüğüne yemin ettiğin ifadeyi. | Open Subtitles | لذلك إطلعنا على تصريحك لخفر السواحل, المكان الذي حلفتي بأن زوجك طفى منه |
Eh, ben sadece Sahil Güvenlik ve onlar denilen Sadece bir yangın var olduğunu teyit olabilir, ama sadece merak ediyorum belki bir şeyler duydum. | Open Subtitles | حسناً ، اتصلت لتويُ بخفر السواحل و لقد اكد لي بأنها تشتعل بالنيران.. و كنت أتسائل اذا كنت تعرفين شيئاً |
Yayınımıza, Baton Rouge'daki ABD Sahil Güvenlik Merkezinden bize bağlanan Sherrie Stone'la başlıyoruz. | Open Subtitles | تغطيتنا تبدأ مع شيري ستون لدى مكتب خفر السواحل الأمريكي في باتون روج. |
Sahil Güvenlik yaklaşık bir saat önce kaptanla birlikte cesetlerini bulmuş. | Open Subtitles | خفر السواحل وجدوا جثتيهما مع جثة قائد القارب قبل ساعة تقريباً. |
Sahil Güvenlik 40. iskelenin orada Hudson'da bir şeyin suda olduğunu görmüşler. | Open Subtitles | خفر السواحل رصدوا للتو شيء مغموراً بالمياه في هدسون مقابل الرصيف 40 |
Hayır, Sahil Güvenlik helikopteri. Sahili turluyordu. | Open Subtitles | كلا ، إنها مروحية خفر السواحل تراقب الشاطئ |
Şimdilik, Sahil Güvenlik ve FAA kendi işlerindeler. | Open Subtitles | و الآن، خفر السواحل وادارة الطيران على علم. |
Burada bekleyelim. Sahil Güvenlik her an gelebilir. | Open Subtitles | نحن سننتظر هنا خفر السواحل ستكون هنا قريباً |
Bana öğrettiğin şu Sahil Güvenlik şarkısını hatırlıyor musun? | Open Subtitles | تتذكر أغنية خفر السواحل الصغيرة تلك التي جعلتني أتعلمها؟ |
Tehlike sinyali aldık. Tamaroa Sahil Güvenlik'i ara, koordinatlarımızı ver. | Open Subtitles | نحن سنطلب الإغاثه اخبر خفر السواحل احداثيات موقعنا |
Sahil Güvenlik ve arama kurtarma birlikleri... çalışmalara devam ediyorlar... | Open Subtitles | على كل الأحوال، خفر السواحل و فرق الإنقاذ و جهود البحث |
Sahil Güvenlik, sikiyorsa bizi simdi durdur. Gerzek Amerikalılar. | Open Subtitles | يا خفر السواحل الأمريكي ، حاولوا إيقافنا أيها الأمريكيون الوضيعون |
- Sahil Güvenlik. Limandan bir ceset çıkarmışlar. | Open Subtitles | خفر السواحل انتشلوا جثه من الماء عند الميناء |
Fakat Sahil Güvenlik, ...suda yakaladıklarını... | Open Subtitles | ما لم يكن ، بطبيعة الحال خفر السواحل يمسكك و يخرجك من الماء |
Pekala arkadaşlar, Sahil Güvenlik buraya gelip hepimizi tutuklamadan önce 25-30 dakikamız var. | Open Subtitles | حسناً،لدينا 2530 دقيقة قبل أن يأتي خفر السواحل لاعتقالنا |
Kendini ölü gibi göstermene yardım ettim Sahil Güvenlik'e cesedinin kaybolduğunu gördüğüme yemin ettim böylece seni ölü ilan ettiler, tıpkı planladığımız gibi. | Open Subtitles | لقد ساعدتك في تزييف موتك لقد أقسمت لخفر السواحل بأني رأيت جثتك تختفي حتى يؤكدوا موتك تماما كما خططنا |
- İkisi de yetki sınırlarımız. - Bölgede Sahil Güvenlik devriyeleri... | Open Subtitles | . لا يوجد دوريات لخفر السواحل في المنطقة |
Sekiz yıl önce usulsüzlük nedeniyle Sahil Güvenlik'ten utanç verici bir şekilde ihraç edilmiş. | Open Subtitles | إنّ يعمل كمشرف بخفر السواحل يعمل كموصل منذ ثمانية أشهر |