Muhtemelen dans veya koşu sebebiyle oluşmuş eski bir sakatlık | Open Subtitles | على الأغلب أنها إصابة قديمة نتيجة للرقص أو للركض |
Belkemiğinden ciddi şekilde sakatlanmış. Seninkine benzer bir sakatlık. | Open Subtitles | لديه إصابة بليغة بالعمود الفقري تقريبا كالتي عندك |
Ama çoğunlukla beynin yaşadığı eski bir sakatlık yüzünden oluyor. | Open Subtitles | لكن في الغالب بسبب إصابة قديمة في الدماغ |
Futbolla alakasız bir sakatlık olduğunu öğrenirse değiller. | Open Subtitles | ليس في حالة إكتشافهم أن الإصابة لا تتعلق بكرة القدم |
Bakın, bu onun ciddi bir sakatlık sonrası ilk günü. | Open Subtitles | هذا أول يوم لها بعد رجوعها من اصابة خطيرة |
Hiç kafadan sakatlık geçirdi mi? | Open Subtitles | هل سبق وتعرض لإصابة بالرأس؟ |
Hayır, hayır, parmaklarını kasten kendi kesti, bu yüzden hayatının sonuna kadar sakatlık ödemesi alabilecek. | Open Subtitles | كلا ، بتر إصبعيه عن عمد لينال إعانة العجز بقية حياته |
Orada bir sakatlık olmuş olabilir. | Open Subtitles | وربماحدثوكانتهناك.. "نفاذية وجيزة". |
- Hayır. Tam iyileşmeyen eski bir sakatlık. | Open Subtitles | كلا، إنّها مجرّد إصابة قديمة لم تُشفى جيّدًا. |
Yapamam dostum. Sırtımda futboldan kalma bir sakatlık var. | Open Subtitles | .يا رجل، لا يُمكنك .إنها إصابة كرة قدم قديمة في ظهري |
Ciddi yaralanma, ölüm, kalıcı sakatlık, iki evladımı birden kaybedebilirim! | Open Subtitles | إصابة بليغة, حالة وفاة, قد يتشوهون, قد أخسر كلا الطفلين! |
Bu kişi, şuan burada elimde tuttuğum... ...geçmişinde muhtemelen bir sakatlık geçirmiş. | TED | وهذا الفرد بنفسه، هو الذي أحمله هنا، حقيقة كانت على ظهره إصابة -- وربما أصيب عندما كان طفلا. |
Çalıştığın yerde kalıcı sakatlık geçirmişsin. | Open Subtitles | إنها إصابة تعرضت لها في موقع عمل |
- Eski bir sakatlık. At tepmişti. | Open Subtitles | إنها إصابة قديمة، لقد ركلني حصان. |
Kariyerini bitiricek bir sakatlık geçirmessen tabi. | Open Subtitles | عدى الإصابة الخطيرة الغير متوقعة |
Evet fakat merak ediyorum bu sakatlık ürememi etkilemiş midir? | Open Subtitles | نعم، لكني أتسائل الآن إذا ما كانت الإصابة قد تكون... أثرت في... أفترضُ بأني أقصد خصوبتي |
Hastalık, sakatlık ve insan zaafları karşısında yıkılıyorum ve | Open Subtitles | أنا أنهار في مواجهة المرض أو الإصابة |
Nathan, geçirdiğin hafif bir sakatlık değildi. | Open Subtitles | ان اصابتك لم تكن اصابة صغيرة |
Bir çeşit büyük sakatlık. | Open Subtitles | اصابة كبيرة من نوع ما؟ |
sanki çok büyük bir sakatlık. | Open Subtitles | يـاه . انها ليست اصابة كبيرة |
Kariyer bitiren bir sakatlık yaşadım. | Open Subtitles | لقد تعرضت لإصابة بليغة |
Bu sakatlık sigortası. | Open Subtitles | هذا تأمين عن العجز |
sakatlık mı? | Open Subtitles | نفاذية وجيزة؟ |
Kayıtlara geçsin diye söylüyorum binbaşının elindeki sakatlık dünkü karşılaşmamız sırasında yoktu. | Open Subtitles | ملاحظة سجل الرائد لديه جرح على يديه لم يكن موجوداً أثناء اجتماع أمس. |