"salatayı" - Traduction Turc en Arabe

    • السلطة
        
    • السلطةُ المَرْميةُ
        
    • السلاطة
        
    • وسلطة
        
    • بالسلطه
        
    • سلاو
        
    Önce salatayı, sonra ana yemeği yiyeceğiz. TED سنتناول السلطة أولاً، ثم الطبق الرئيسي لدينا.
    Aslında küçük bir yanlış anlaşılma salatayı satınalan kişiye teşekkür edeceğine ki alana edilmeli Ona teşekkür ettin. Open Subtitles وإنما مجرد سوء تفاهم بسيط إذ أنك شكرتها، بدلاً من أن تشكري الشخص المسؤول، عن شراء السلطة الكبيرة.
    Oh, bu öyle bir ... Oh, sadece şu salatayı koklayamaz mısın? Open Subtitles انه رائع مثل هل تشمين هذه السلطة الرائعة؟
    salatayı dik olarak karıştırmak zorundaydınız, ve çorbayı kaynatıp insanlara sunmalıydınız. Open Subtitles يجب علي خلط السلطة تسخين الحساء و خدمة الجميع
    Amy, annem bu akşam salatayı senin yapacağını hatırlatmamı istedi. Open Subtitles أيمي, أردت أمي أن أذكرك بأنكي سوف ستعدين السلطة لعشاء الليلة
    - Hem salatayı, hem de mısırları ben mi yapacaktım? Open Subtitles -ماذا تتوقع مني اكثر من اعداد السلطة ؟ وحبوب الفيستا
    Artık salatayı kaseye koymayıp makineyle yapabileceğiz. Open Subtitles و دعينا نقول اننا لن نضع السلطة فى وعاء سوف نُطلقها
    Ama salatayı yapan şefe göre onun sipariş ekranına öyle bir bilgi gelmemiş. Open Subtitles ولكن الطباخ الذي حَضر هذه السلطة قال أن هذه المعلومة لم تظهر بشاشة الطلبات لديه
    Cobb salatayı şişko boğazına tıkmayı çok isterdim. Open Subtitles اود ان ادفع كوب السلطة هذا فى حلقه التخين
    Ne güzel karda eğleniyordum sen geldin pizzacıların salatayı bok etmesi gibi sıçtın tüm eğlencemin içine. Open Subtitles لقد كنت استمتع باللعب بالثلج والآن افسدت الأمر مثل مطعم البيتزا الذي يفشل بإعداد السلطة.
    Daima diyetinizde bir miktar lif olması iyidir, bu nedenle salatayı unutmayın. Open Subtitles إنه من الجيد أن تضيف بعض الألياف إلى حميتك لذا لا تنسى السلطة الجانبية
    Aileye taziyelerimizi bildir salatayı bırak ve doğrudan eve gel. Open Subtitles ، قدمي تعازي عائلتنا و من ثم تتركين السلطة و تأتين مباشرة للبيت
    salatayı o masaya koyabilirsin ayrıca iyi bir kız olup, bunu da oraya bırakıver. Open Subtitles يمكنك وضع السلطة على تلك الطاولة و كوني ملاكا و ضعي ذلك هناك أيضا
    salatayı eroin içeriyor mu diye test ettiririz. Open Subtitles من السهولة إكتشاف إذا ما كنت على صواب نحن فقط نفحص السلطة من وجود الهيروين
    Küçük periler çocuklara güneş kremi sürüyor, küçük periler domuz gibi yediğin salatayı yapıyor... Open Subtitles جنيات صغيرة تصنع السلطة اليونانية التي تأكل فيها مثل الخنزير
    Ben salatayı alırım, sen de tatlıyı al, ön tarafta buluşuruz. Open Subtitles أنا سأحضر السلطة وأنتِ أحضري الحلوي ونتقابل عند الباب الأمامي
    salatayı çok duydum, hep denemek istemiştim. Open Subtitles أسمع الكثير عن السلطة لدرجة أنّي أود تجربتها.
    - salatayı hallet o zaman. Open Subtitles نضع اللمسات النهائية لطبق السلاطة هذا فحسب
    Kalamarla salatayı bir alabilsem numaranı ona veririm. Open Subtitles أنا سَأَعطيه عددَكَ إذا أنا يُمْكِنُ أَنْ فقط أصبحْ واحد calamari وسلطة قيصرِ واحدة!
    Galiba ciddi ciddi salatayı düşünmeye başlama vakti gelmiş. Open Subtitles انت المفروض انك تبدى من جد تفكر بالسلطه
    Acele ettirmek istemem ama sadece salatayı sormak için aradım. Open Subtitles لا أريد الإلحاح عليك. لكنّي أتّصل لأتحقّق من الـ "سلاو".

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus