Bu konuyla ilgili endişeni başkalarına saldırarak idare ediyorsun ama bir gün yeterli gelmeyecek ve o zaman kendine saldırabilirsin. | Open Subtitles | سستعاملين مع القلق محيطة بهذه الاشياء بمهاجمة الاخرين وفي يوم من الايام سيكون غير كافي |
Amaçlarının en hassas üyelerimize saldırarak, topluluk sistemimizi bozmak olduğu aşikâr. | Open Subtitles | في محاولة واضحة لعرقلة نظام الفصائل بمهاجمة المتطوّعون الجدد الضعفاء. |
Bütün bu insanlara saldırarak annenden intikam aldığını mı düşünüyordun? | Open Subtitles | أظننت حقا انك ستنتقم من امك عن طريق مهاجمة كل هؤلاء الاشخاص ؟ |
Bak, acaba buradaki müşterilerinden tehlikeli olan veya insanlara saldırarak onların kanını emebilecek kimse var mı? | Open Subtitles | اسمع، نحن نتساءل فقط إذا كنت تعتقد أنّ أحد زبائنك يعد خطيرًا أو قادر على مهاجمة شخص ما ومصّ دمّائه كلها؟ |
Sabahtan beri sosyal konutlardaki mekanlarına saldırarak tekerine çomak sokanın kim olduğunu biliyorum, hem de tek başına. | Open Subtitles | أعرف من تسبب باحتجاز أموالك طوال اليوم, ومن هاجم العشوائيات بنفسه. |
Japonya'nın resmi savaş ilanından hemen sonra Pearl Harbor'a saldırarak, Amerikan Filosu'na büyük bir hasar verdirmeyi hedeflemiştim. | Open Subtitles | كنت أنوى توجيه ضربة قاتلة .. إلى الأسطول الأمريكى "بالهجوم الفورى على "بيرل هاربور .. بعد أن أعلنت اليابان الحرب رسمياً |
Sanırım aileme saldırarak vaktini boşa harcadın. | Open Subtitles | أعتقد أنّك أضعت وقتك لمهاجمة عائلتي |
Bu yüzden ya immün sistemi kanseri bir problem olarak görmez ya da kansere ve aynı zamanda normal hücrelere saldırarak kolit ve multipl skleroz gibi otoimmün hastalıklara neden olur. | TED | لذلك لا يستطيع الجهاز المناعي تحديد السرطان على أنه مشكلة، بل يقوم بمهاجمة السرطان وخلايانا العادية أيضًا، مُسببًا بعضًا من أمراض المناعة الذاتية كالتهاب القولون أو التصلب المتعدد. |
İşine saldırarak, babasının düşmanlığını kazanmak güzel bir kıza kur yapmanın yeni bir tarzı olmalı! | Open Subtitles | حسناً ، هذا نمط جديد إذا أردت أن تخطب فتاة جميلة فإن الشاب يتعمد أن يخرج عن الطريق و يجعل نفسه عدواً لأبيها بمهاجمة أعماله |
Onu öldürmeye kastettiğinden şüpheliyim fakat bir United taraftarına saldırarak, City hayranları tarafından yapılmış gibi görünmesini sağlayacağını düşündü. | Open Subtitles | أشك في انه يهدف الى قتله ، ولكن قال انه يعتقد أن بمهاجمة مؤيد المتحدة ، مما يجعلها تبدو وكأنها كانت جماهير المدينة ، |
İnsanlara saldırarak görevini bitiremezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تنجز عملك بمهاجمة الناس |
Rastgele sayı üreticiye saldırarak sürekli sayı ürettirip düzenini çözebilirsiniz, böylece bir sonrakini tahmin edebilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنك مهاجمة مزود الارقام العشوائي لجعله يعمل في نمط معين, لتستطيع التنبؤ بالشفرة |
Sen prense saldırarak Allah'ın kendisine saldırdın ve O'nun gazabı acımasız olacak. | Open Subtitles | مكة من خلال مهاجمة الأمير كانك هاجمت الله نفسه |
Sen prense saldırarak Allah'ın kendisine saldırdın ve O'nun gazabı acımasız olacak. | Open Subtitles | من خلال مهاجمة الأمير كانك هاجمت الله نفسه وغضبه عضيم هو لا يرحم |
Danny, Narkotik ajanlarına saldırarak yanlış yaptı. | Open Subtitles | أخطأ "داني" حين هاجم عملاء دائرة مكافحة المخدرات |
Bart, Sheraton Halia Kalua Lea'da, Hawaii Güzellik Yarışması'nda jüri üyeliği yaptıktan sonra bir Hawaii uçağında uçuş görevlilerine saldırarak rezalet çıkardı. | Open Subtitles | بعد تحكيمه في مسابقة ملكة جمال ( (هاواي) في فندق (شيراتون.. أثار (بارت) المتاعب في طائرة تابعةلخطوط(هاواي)الجوية.. إذ هاجم العديد من المضيفات |
Bay Darley'nin, gözlerinizin önünde oğlunuza saldırarak onun ölümüne yol açtığı yönündeki ifadeniz hâlâ geçerli mi? | Open Subtitles | أنت تقول أن السّيد (دارلي) أمام عينيك هاجم إبنك وتسبّب في موته؟ |
Ülkenize biyolojik silahlarla saldırarak mı? | Open Subtitles | بالهجوم على دولتك بسلاح بيولوجي؟ |
Yani Tony'nin adaleti ülkesine saldırarak mı aradığını düşünüyorsun? | Open Subtitles | أتعتقدين بأن (توني) يبحث عن العدالة بالهجوم على هذه البلاد؟ |
Bu insanlara özür diletmek için saldırarak canını yakıyorum. | Open Subtitles | فقط مجرد عذر، لمهاجمة الناس، لإيذائهم. |
İlk olarak en uzaktaki yerleşimlere saldırarak işlerini kolaylaştırıyorlar. | Open Subtitles | "يحتاجون لمهاجمة أبعد البلدان أوّلًا ثم المُضيّ شرقًا" |
Virüse ilk maruz kalan ve ilk nöbeti atlatanlar masumlara saldırarak ve onlardan beslenerek acımasız kan avlarına başladılar. | Open Subtitles | كل الذين اتوا مكشوفين ونجو من الاصابه الاولى بدأوا بالبحث عن الدم ومهاجمة والتغذي على الابرياء |
Harika bir akşamdı, üzerine saldırarak bunu mahvetmek istemem. | Open Subtitles | أنه مساء رائع , أنا أكره تخريبه بمهاجمتك. |