"saldırmaya" - Traduction Turc en Arabe

    • مهاجمة
        
    • للهجوم
        
    • الهجوم
        
    • بالهجوم
        
    • لمهاجمة
        
    • بمهاجمة
        
    • تهاجم
        
    • مهاجمتنا
        
    • يهاجم
        
    • مهاجمتي
        
    • مهاجمته
        
    • مهاجمتى
        
    • بمهاجمتي
        
    • تهاجمني
        
    • يهاجمنا
        
    Ama Sun Yatsen bu Japon şeytanlara saldırmaya cesaret etmez. Open Subtitles لكن سن ياستين لن يجروء على مهاجمة هذه الشياطين اليابانية
    saldırmaya ve sonra yerlerinize dönmeye hazırlanın. Open Subtitles إجهز للهجوم وإستعد للعودة إلى الموقع الإحتياطي
    Bizim ile özel üniteye geleceğini umuyoruz ve bu olaya bir son vermeliyiz, yani rehin almaya ve çalışanlarıma saldırmaya. Open Subtitles نأمل منك أن تأتي مع الفرقة الخاصة معنا علينا أن نوقف حالات أخذ الرهائن مثل هذه .. الهجوم على الضباط
    Düşüncesizce davranısak ve saldırmaya kalkarsak.. Hey, adi herif! Open Subtitles إذا تصرفنا بطيش وقمنا بالهجوم من دونما تفكير
    Altı Düzen Efendisi'ne saldırmaya hazır ve kazanacak. Open Subtitles أنه يستعد لمهاجمة ستة من زعماء النظام الرئيسيين.سيربح.
    Bence insan gezegenlerine saldırmaya devam edeceklerdi, ve şimdiye kadar bu galaksideki herkes ölmüş olacaktı. Open Subtitles أعتقد أن بوسعنا أن نقول أنهم كانوا سيواصلوا سياستهم بمهاجمة العوالم البشرية وحتى الآن الجميع في هذه المجرة سيكون ميتاً
    Brownie yavruyu yakalamaya çalışırken büyük olanlar gelip, saldırmaya çalışacaklar. Open Subtitles الغوريلات الكبيرة تهاجم الشباك عندما براونى موجود وسيحاول تقييد غوريلا صغيرة لك
    Küçük gruplara pusu kurup kaçıyor, ama bize saldırmaya cesaret edemez. Open Subtitles اوو , انه يهرب من الكمائن الصغيرة لكنه لن يجرؤ على مهاجمتنا
    Dünya'ya uyuşmazlık getirmek için kardeşine ve kardeşinin müttefiklerine saldırmaya karar verdi. TED لجلب الفتنة إلى العالم، قرّر مهاجمة أخيه وحلفائه.
    Eğer güç birliği yaparsak Çinlilerin on bir büyük gücün temsilcilerine saldırmaya cüret edebileceklerine inanmıyorum. Open Subtitles الصينيين لن يجرؤ على مهاجمة ممثلي من 11 دول الكبرى إذا وقفنا بحزم
    Ya vücudu şarbonu yok etmek için çok çabalayıp kendine saldırmaya başlamışsa? Open Subtitles -يدي تؤلمني ماذا إن تعب جسده في مهاجمة الجمرة حتى هاجم نفسه؟
    Pazarlıklar sonucunda sağlayacakları ilerlemeleri anladıkları zaman saldırmaya o kadar da istekli olmayabilirler. Open Subtitles ما أن يدركوا المميزات التي يمكنهم الحصول عليها من خلال المفاوضات ربما لن يكونوا متحمسين للهجوم
    - Bu gemiye veya gezegendeki insanlara saldırmaya teşebbüs ederseniz elimdeki bütün nükleer bombaları kullanırım. Open Subtitles قوموا بأي مُحاولة للهجوم على هذه السفينة أو على رجالنا على متن السطح وسأطلق كل قُنبلة نووية لدى
    Bu sayıya rağmen bize saldırmaya karşı çıkmamalı. Open Subtitles لن يطيق مقاومة الهجوم علينا رغم هذه الأعداد.
    Neyin peşinde olduklarını tam olarak anlayamadık ama saldırı esnasında bağlantımızı kestiklerini biliyoruz bu da bize yine saldırmaya çalışacakları varsayımını veriyor. Open Subtitles و لسنا متأكدين ما الذي يريدونه بالضبط ولكننا نعرف أنهم لم يتراجعوا عند الهجوم وهذا يعنى انهم سيهاجمون مرة اخرى
    Coop ile konuşuyordum ve sonra ona saldırmaya başladım. Open Subtitles لثانية كنتُ أتكلم مع كوب والثانية التالية ، قمتُ بالهجوم عليه
    Onları Wraith'lere saldırmaya yönelten komut kodu. Open Subtitles انها شيفرة القيادة التي توجّههم لمهاجمة الأسباح
    İnsanlara çevrimiçi saldırmaya ve dedikodularını yaymaya inanmıyorum. Open Subtitles لا اؤمن بمهاجمة الناس عبر الانترنت ونشر الشائعات
    Epeydir Hartum'dayım, saldırmaya çekiniyorsunuz, çünkü Britanya ordusunun yakında olduğunu biliyorsunuz. Open Subtitles طالما انا فى الخرطوم فستخاف أن تهاجم فالجيش البريطانى قريب و أنت تعلم ذلك جيدا
    Aşağı burada, iyi bize saldırmaya cesaret edemiyor. Open Subtitles . في الأسفل هنا ، الخير لا يجرؤ على مهاجمتنا
    Bağışıklık sisteminin enfeksiyona saldırısı sona erdiğinde omuriliğe saldırmaya devam eder. Open Subtitles و عندما يهاجم الجهاز المناعي العدوى يهاجم الحبل الشوكي بدلاً منها
    Bir partideydim ve şoförüm bana saldırmaya kalktı. Open Subtitles لقد كنت في هذه الحفلة وسائقي الخاص حاول مهاجمتي
    Oraya Indio bile saldırmaya cesaret edemez. Open Subtitles و لا حتى اينديو يجرؤ على مهاجمته
    Dışarıda bekle, bir yere kaçamaz. Bana saldırmaya da cesaret edemez. Open Subtitles . انتظر فى الخارج , هو لن يستطيع الهرب . هو لن يجرؤ على مهاجمتى
    Çoğunlukla Cato pişirir benim için, ama bugünlerde her fırsatta bana saldırmaya başladı. Open Subtitles كاتوعادةيقومبعملبعضالطبخ لي.. لكن مؤخراً أخذ بمهاجمتي في كل فرصه.
    Önden gittiğimde, arkamdan mı saldırmaya çalışacaksın? Open Subtitles هل كنت تحاول ان تهاجمني من الخلف فيما انا اعبر ؟
    -Kes sesini! Uçağın orada yakaladık onu. Bize saldırmaya kalktı. Open Subtitles لقد وجدناه يقفز من طائرة و لقد حاول ان يهاجمنا

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus