"sallanıyordu" - Traduction Turc en Arabe

    • تهتز
        
    • كان يتدلى
        
    • تتأرجح
        
    • يتأرجح
        
    • معلّق
        
    • تتراقص
        
    Oda her yarım saatte bir deprem oluyormuş gibi sallanıyordu. Open Subtitles كانت الغرفة تهتز وكأن هناك هزة أرضية كل نصف ساعة
    Yer sanki deprem oluyormuş gibi sallanıyordu. Open Subtitles و كانت الأرض تهتز كما لو كان زلزالا
    Bunu söyleyen de 10 dk önce boynunda ilmik, sallanıyordu. Open Subtitles هو الشخص الذي كان يتدلى من حبل المشنقه قبل عشر دقائق
    Çünkü köprü uzun bir zaman böyle iki yana sallanıyordu, nasıl kıvrıldığına bir bakın. TED كانت تتأرجح هكذا لفترة طويلة، لاحظوا هذه الحركة الالتفافية.
    Ve anahtar kancada sallanıyordu. Open Subtitles و إعتقدتُ بأن المفتاح كان يتأرجح في مكانهِ
    Bir gün baktık ki babası bir ağaçtan sallanıyordu. Open Subtitles في أحد الأيام كان هناك والده معلّق على شجرة
    Ağaçlar şuurunu kaybetmiş derecesinde sallanıyordu. Open Subtitles الأشجار كانت تتراقص وكانها لم تعد أشجارا
    Tüm kamera sallanıyordu, çünkü ablam arkadan gülüyordu. Open Subtitles الكاميرا كانت تهتز لأنها كانت تضحك.
    Altınızdaki BMW bir oraya bir buraya sallanıyordu. Open Subtitles سيارتك كانت تهتز بشكل غريب
    Tüm oda sallanıyordu Fitz. Open Subtitles الغرفة بالكامل كانت تهتز يا ( فيتز ) .
    Titriyordu, sallanıyordu. Open Subtitles ترتجف و تهتز
    Epps düşmeden önce senin ellerinde sallanıyordu. Open Subtitles حسنا, السيد (إيبز) كان يتدلى من يدك قبل أن يسقط
    Ve Foreman idman arkadaşına atar gibi o müthiş yumruklarını atıyordu ve Ali gemi armasında sallanan adam gibi sallanıyordu. Open Subtitles 'وكان فورمان رمي هذه اللكمات معجز تتأرجح 'وعلي وكأنه رجل في التزوير. '
    Baba baba, söyle ona, şuradaki sallanıyordu. Open Subtitles يا ابي , يا ابي أخبرة ان تلك كانت تتأرجح
    Ağaçlarda sallanıyordu. Open Subtitles ، فتاة شقراء كانت تتأرجح بين الأشجار
    Elini tuttum çünkü sandal sallanıyordu. Open Subtitles شددت يدها لكي لا تقع كان القارب يتأرجح
    Biri Annabelle ile birlikte sandalyede sallanıyordu. Open Subtitles ثمة شخصاً ما يتأرجح في الكرسي مع دمية (آنابيل).
    Orada, bir ağaçtan sallanıyordu. Open Subtitles ياإلهي،كان هناك معلّق بالأعلى على الشجرة
    Sanki dans ediyormuş gibi ileri geri sallanıyordu. Open Subtitles كانت تتقدم وتتراجع كانها تتراقص...

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus