Lütfen daha sonra geldiklerinde etrafa salyalarını akıtma. | Open Subtitles | أرجوك فقط سيطر على لعابك عندما يأتون لا حقا |
Çünkü sen yerde salyalarını saçarken, dosyanı inceledim. | Open Subtitles | لقد تفقدتُ ملفك بينما كان لعابك يسيل على الأرض |
Giysilerini sıyırıp kolostomi torbasını boşaltıp salyalarını temizleyeceğim. | Open Subtitles | ويجب أن أفتحهم على مصراعيهم من أجل تنظيف أكثر وأفرغ ما نزل فى الحقنه الشرجيه وأمسح لعابها |
Giysilerini sıyırıp kolostomi torbasını boşaltıp salyalarını temizleyeceğim. | Open Subtitles | ويجب أن أفتحهم على مصراعيهم من أجل تنظيف أكثر وأفرغ ما نزل في الحقنة الشرجية وأمسح لعابها |
Peki, eee şuan üstüme salyalarını akıtıyor yani gitmem gerek, ama seninle tanışmak güzeldi. | Open Subtitles | حسنا لعابه يسيل علىّ الآن لذا ضرورى أن أذهب لكن من الجميل مقابلتك |
Köpeğinin koltuklarımın üzerine salyalarını akıtmasını istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن يسيل لعاب ذلك الكلب على مقاعدي |
Yiyorlar, içiyorlar, uyuyorlar, bağırıyorlar, ağlıyorlar, salyalarını akıtıyorlar. | Open Subtitles | لا يفعلون شيئاً سوى الأكل والصراخ والجذب واللكز والدفع وإسالة اللعاب |
Duş almam lazım şimdi, salyalarını temizleyeyim üzerimden. | Open Subtitles | علي الاستحمام حتى أزيل لعابك من على جسمي |
Şampanyaya salyalarını akıtmamaya söz verirsen tabii... | Open Subtitles | طالما تعدينني بالتوقّف عن إراقة لعابك على الشمبانيا. |
salyalarını holograma akıtma. | Open Subtitles | حاول أن لا يسيل لعابك على صوره ثلاثية الأبعاد |
Baban sana hiçbir şey bırakmadı mı ki her sene salyalarını akıtarak buraya geliyorsun? | Open Subtitles | ألم يترك لك أبوك أي شيء؟ أنت تأتي هنا ليسيل لعابك كل سنة. |
Kıyafetimin üzerine salyalarını akıtıyorsun. | Open Subtitles | لعابك يسيل على ما كنت سأتبرع به |
Biramın her tarafına salyalarını akıttığın için mi? | Open Subtitles | من أجل إسالة لعابك على شرابي؟ لا شيء |
Donanma onun için salyalarını akıtmaya başladı bile. | Open Subtitles | القوات البحرية قد سال لعابها عليه |
Donanma onun için salyalarını akıtmaya başladı bile. | Open Subtitles | اووه. القوات البحرية قد سال لعابها عليه |
İlk olarak, benim annem salyalarını herkesin üzerine akıtıyor. | Open Subtitles | اولا, أمي تسيل لعابها على الجميع |
Haklısın. Her şeye salyalarını akıtıyor. | Open Subtitles | لقد فعل، أنت على حق لعابه يسيل على كل شيء |
Anlaşılan bütün gün televizyon karşısında salyalarını akıtarak oturan adamı çok iyi anlıyorsun. | Open Subtitles | من الواضح أنك أكثر دراية بالرجل الذي يسيل لعابه أمام تلفازك 24 ساعة يومياً - (دكتور (هاوس - |
Ortalığa salyalarını akıtıp duruyor. | Open Subtitles | لعابه يسيل في كل مكان |
Ramsey, neredeyse saatime salyalarını akıtacaktı, Mike. | Open Subtitles | حسنٌ، لقد سال لعاب (رامزي) حينما اقترب من ساعتي، يا (مايك). |
Kocaman ve şapşallar, ve salyalarını geçebilirsen... | Open Subtitles | .. إنها كبيرة .. و غبية .. و اذا كنتِ قادرة على تجاوز سيلٍ من اللعاب |