"sanıyorlardı" - Traduction Turc en Arabe

    • ظنوا
        
    • اعتقدوا
        
    • إعتقدوا
        
    • ظنّوا
        
    • بعيداّّ من
        
    Ordudan ayrılıp, sonsuza dek mutlu mesut yaşayacaklarını mı sanıyorlardı? Open Subtitles لقد ظنوا انهم سيخرجون من الجيش ليعيشوا بهناء وسعادة
    Onlar her zaman bize tecavüz edebileceklerini sanıyorlardı. Open Subtitles حسنا,كلهم ظنوا أنه بوسعهم أن يغتصبوننا بسهولة
    Kuleye cevap verdiklerini sanıyorlardı, fakat aslında veremiyorlardı. Open Subtitles ظنوا أنهم كانوا يجيبون البرج ولكن في الحقيقة لم يكونوا كذلك
    İrlanda Cumhuriyeti'ni savunuyoruz derken yalan söylediğimizi mi sanıyorlardı? Open Subtitles هل اعتقدوا بأنّنا كنّا كذابين عندما قمنا بتأييد جمهورية آيرلندا؟
    Sıradan bir 9 milimetre sanıyorlardı. Değilmiş. Open Subtitles اعتقدوا أن تلك رصاصة 9ميلليمتر عادية لكنها ليست كذلك
    Eve geri döndüğünü sanıyorlardı. Open Subtitles إعتقدوا بأنكِ فررتِ.. إلى الموطن الأصلي
    Onlar bu oluşumun uyuşturucu tacirlerini yakalamak için taktiksel bir tuzak olduğunu sanıyorlardı. Open Subtitles إعتقدوا أن العملية عبارة ... عن إجراء تكتيكي إرتجالي للإيقاع بتجار المخدّرات
    Yardım ettiklerini sanıyorlardı cidden, ha? Open Subtitles لقد ظنّوا حقا أنهم كانوا يساعدون الناس ؟
    Kendimi yorarsam bunun beni öldüreceğini sanıyorlardı. Open Subtitles لقد ظنوا انني اذا أجهدت نفسي فأن ذلك سيقتلني
    Bizimkiler yere çakılan ilk Haas ben olurum sanıyorlardı. Open Subtitles أسيأتون؟ بلى، ظنوا أني سأكون أول من سيفشل من أفراد عائلتي
    Belki de her istediklerini yapabileceklerini sanıyorlardı. Open Subtitles لربما ظنوا أن بإمكانهم القيام بكل .ما يرغبون بفعله
    ZX81'i bu iş için yaptıklarını sanıyorlardı. TED هذا ما ظنوا أنهم بنوه من أجله
    Böylelikle abonelerin veri peketleri Internet hizmet sağlayıcısında durdu çünkü onun YouTube olduğunu sanıyorlardı. Ve hizmet sağlayıcı veri paketlerini açmadan attı çünkü amaç erişimi engellemekti. TED ما يعني أن حزم البيانات من المشتركين الذاهبة لليوتيوب توقفت عند مزود الخدمة، حيث أنهم ظنوا أنهم هناك بالفعل. وأوقفهم مقدم الخدمة هناك لأن الفكرة كانت حظره.
    Bazı çocuklar bana seyretmemiş olduğum "Geceyarısı Ekspresi" filmi hakkında sorular soruyorlardı. Günde kaç sigara içtiğimi sorguluyorlardı, çünkü bütün Türklerin sigara tiryakisi olduğunu sanıyorlardı. Kaç yaşından sonra başımı kapayacağımı merak ediyorlardı. TED كان الاطفال يسألونني عن فيلم "Midnight Express", الذي لم أشاهده. واستفسروا عن عدد السجائر التي أدخنها في اليوم. لأنهم ظنوا أن جميع الأتراك كانوا مدخنين شرهين. وتساءلوا في أي سن سأبدأ بتغطية شعري.
    Kulübü kimin havaya uçurduğunu bildiğimi sanıyorlardı. Open Subtitles اعتقدوا أني علمت من كان الفاعل
    Bunun bir sokak dövüşü olacağını sanıyorlardı. Open Subtitles هل اعتقدوا ان هذا سيكون قتال شوارع
    Ancak %60'ı kazandıklarını sanıyorlardı. TED ولكنهم اعتقدوا أنهم يفوزون بنسبة 60%.
    İnsanlar Atlantis'in efsane olduğunu sanıyorlardı, Kyle. Ben az önce oradaydım. Open Subtitles الناس اعتقدوا أن (أتلانتس) خرافة " يا " كايل
    En azından onlar polis olduğunu sanıyorlardı Open Subtitles على الأقل إعتقدوا بأنّهم كَانوا شرطة
    Wade ve Larabee insanlara yardım ettiklerini sanıyorlardı. Open Subtitles (وايد) و (لارب) إعتقدوا أنهم يقدمون المساعدة.
    İnsanların hayatlarını kurtardıklarını sanıyorlardı. Open Subtitles إعتقدوا أنهم ينقذون الأرواح.
    O türün, milyon yıllar önce falan türünün sona erdiğini sanıyorlardı. Open Subtitles .. ظنّوا بـأن ذلك الشيء كـان منـقرض لحـوالي مـليون سنـة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus