Sana söylemediğim bir şey var. Hastaneye gelmeden önce olanlarla ilgili. | Open Subtitles | هُنالك شيء لم أخبرك به .حدث قبل أن آتي إلى المشفى |
Sana söylemediğim üçüncü gecede kaldı bir fırsat gördüm ve aldı. | Open Subtitles | ما لم أخبرك به أنه في الليلة الثالثة رأيت فرصة وأخذتها |
Madem hikayeler anlatıyoruz, Sana söylemediğim şeyler var. | Open Subtitles | بما أننا نتبادل الحكايات فهناك شيئاً لم أخبرك به |
Sana söylemediğim bazı şeyler var. | Open Subtitles | هناك شيئ لم أخبركِ به لم أكن أرغب بأن أخوض فيه |
Bunca zaman Sana söylemediğim için özür dilerim. | Open Subtitles | أنا آسف على عدم إخباري لك كل هذا الوقت |
Sana söylemediğim çok şey var ama asla yalan söylemedim, bir kere bile. | Open Subtitles | هناك الكثير مما لم أخبرك به لكن لم أكذب عليك، ولا مرة. |
Sana söylemediğim bir şey de ben uyarı cezası aldım. | Open Subtitles | الذي لم أخبرك به أنه تم إتهامى بالإستحواذ |
Madem hikayeler anlatıyoruz, Sana söylemediğim şeyler var. | Open Subtitles | بما أننا نتبادل الحكايات فهناك شيئاً لم أخبرك به |
Benim Sana söylemediğim bir seram var. Beni tutuklamanı istemedim. | Open Subtitles | لم أخبرك أن لدي بيت زجاجي صغير بالمنزل ولا أريدك أن تقبض علي |
Aslında, benden çok daha hızlı, daha doğru olacak, Sana söylemediğim için üzgünüm. | Open Subtitles | هو في الحقيقة أسرع منى كثيرا أنا آسف أنى لم أخبرك |
Sana söylemediğim bir şey vardı.. ..ben buraya öğrenci vizesiyle gelmiştim ve vizem 6 yıl önce bitti. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي لم أخبرك عنه أني هنا بتأشيرة طالب، والتي إنتهت منذ ستّة سنوات |
...Sana söylemediğim bir şey var ve muhtemelen önemli. | Open Subtitles | هناك شيئاً واحد لم أخبرك إياه وأعتقد أنه مهم للغاية |
Önce Sana söylemediğim için gerçekten küstün mü? - Hayır. | Open Subtitles | هل أنت مُستاء حقاً لأنّي لم أخبرك أولاً؟ |
Biliyor musun, zevk aldığım ve Sana söylemediğim bir şey var. | Open Subtitles | أتعلم، لدي متعة مليئة بالذنب لم أخبرك بأمرها. |
Sana söylemediğim bazı şeyler var. | Open Subtitles | هناك شيئ لم أخبركِ به لم أكن أرغب بأن أخوض فيه |
Sana söylemediğim ise, bu telefonun aslında telefon olmadığıydı. | Open Subtitles | الذي لم أخبركِ به أن هذا ليس هاتفا في الواقع |
Sana söylemediğim için özür dilerim ama böylesi daha güvenliydi. | Open Subtitles | أنا اسف لأنني لم أخبركِ من قبل لكنني حريص على سلامتكِ |
Tamam, o halde neden Sutton ve Thayer konusunu Sana söylemediğim için kızdın? | Open Subtitles | حسناً، إذاً لماذا غضبت مني لعدم إخباري لك بشأن (سوتن) و (ثير)؟ |
Sana söylemediğim ise ya da bir başkasına... | Open Subtitles | ولم أخبرك... ولا أي أحد آخر... ... |
Sana söylemediğim için özür dilerim. | Open Subtitles | أنا آسفة أني لم أخبركَ. |
Sana söylemediğim şey ise beni terketmeden aylar önceden bütün bunları sezebiliyordum, ama kendi içgüdülerimi dinlememiştim. | Open Subtitles | حسناً ما لم اخبرك اياه كان عرفت تماماً هنا وسط احشائي اشهر قبل ان يغادر لكنني لم اكن اصغي الى احاسيسي الداخلية |
Sana söylemediğim çok şey var. Bir gün bunun nedenini anlayacağını umuyorum. | Open Subtitles | كثيرا بأنّني تركت لم يذكر للأسباب أتمنّى... |