Sana söylemek istemezdim ama, sana uygun bir kız değildi o. | Open Subtitles | لا أريد أن أقول أنني حذرتك لكن تلك الفتاة لم تكن مناسبة لك |
Bu özel programın sana uygun olup olmadığını merak ediyorum. | Open Subtitles | إنّني أتساءل عمّ إذا كان هذا البرنامج بالذات يناسبك حقاً. |
Yani sana uygun olmayan biriyle beraber olman hoşuma gitmiyor. | Open Subtitles | أنا فقط أقول أنني أكره رؤيتك باقية مع شخص ليس مناسب لكِ |
Görevi almana tebrikler ama bu, görevin sana uygun olduğunu göstermez. | Open Subtitles | بطريقة ما حصلت على المهمة الكبرى, لكنك فقط أنّك تلبس البدلة لا يعني أنّها تلائمك. |
sana uygun olduğunu düşünmüştüm, ama yanılmışım. | Open Subtitles | إعتقدت أن هذه الكلمات تناسبك لكنني كنت مخطئة |
sana uygun bir iş verebilmek için senin hakkında her şeyi bilmemiz gerek. | Open Subtitles | نريد أن نعرف كل شيء عنكِ لكي نعطيكِ العمل الذي يناسبكِ |
İçimden bir ses onun sana uygun olmadığını söylüyor. | Open Subtitles | لكن هناك شيء عنه يجعلني أشعر انه ليس بالفتى المناسب لك |
sana uygun biri olup olmadığını düşünmeye başladım aslında. | Open Subtitles | أتسائل إذا ما كانت الفتاة المناسبة لك |
- E-postanı aldım. - Şu an sana uygun mu? | Open Subtitles | -لقد وصلتني رسالتك الإلكترونية هل الآن وقت مناسب لك ؟ |
Sabah gazeteyi alıp sana uygun işleri işaretleriz. | Open Subtitles | سنأتي بجريدة في الصباح ونبدأ بالبحث عن وظيفة مناسبة لك |
Kurt'un sana yardım etmeye çalıştığını biliyorum bazı eski kıyafetlerini getiriyor ama payetli jokey pantolonların sana uygun olduğunu pek sanmıyorum. | Open Subtitles | أن أعلم أن كورت كان يحاول مساعدتك باعطائك بعض ملابسه ولكن لا أعتقد بأن بناطيل ركوب الخيل المطرزة مناسبة لك |
"O kadar da iyi değil.", "sana uygun olduğunu düşünmüyorum, Max." | Open Subtitles | "لا أعتقد بأنها رائعة، لا أعتقد بأنها مناسبة لك يا (ماكس)" |
Deri ile iğne ve dövme ile kişi arasında bir uyumsuzluk var ise belki de seçtiğin yol, sana uygun bir yol değildir. | Open Subtitles | إذا كان هناك اختلاف بين الأبرة والجلد بين الرمز والرجل ربما يكون ما قمت باختياره لا يناسبك |
Ama ben eminim sana uygun bir iş bir yerlerde mutlaka vardır. Hmm. Şefin önerisinde neler var? | Open Subtitles | لكني متاكد من وجود مكان ما يناسبك جدا مامكونات يخنة الطباخ؟ |
Hala tahta sığıyorum. sana uygun olduğunu düşünmüyorum. | Open Subtitles | لا يزال يناسبني لست متأكدا ما اذا كان يناسبك |
- Yarın sana uygun mu? - Hayır, yarın olmaz. Perşembeye ne dersin? | Open Subtitles | ـ أغدًا مناسب لكِ ـ لا، غدًا لا يُناسبني، ماذا عن الخميس؟ |
Sadece bu tarz şeyler sana uygun mu sence? | Open Subtitles | كلا . لا أظن أن هذا الشئ مناسب لكِ ؟ |
Evet, sana uygun değil. | Open Subtitles | نعم ، المدرسة الداخلية لا تلائمك |
Walter burada ne yaptığını sandığını bilmiyorum ama inan bana bu meslek sana uygun değil. | Open Subtitles | والتر، لا اعرف بماذا تفكر ان تفعله هنا. لكن ثق بي. هذه النوعية من الاعمال لا تناسبك. |
Bu sana uygun değilse, anlarım. | Open Subtitles | لذا، إن لم يناسبكِ ذلك، فلا بأس |
Bu sana uygun bir evlilik değil. | Open Subtitles | -لا، أبي أنا أقول لك، هذا ليس الزواج الصحيح أو المناسب لك |
sana uygun bir son hazırlayacağım. | Open Subtitles | سوف أعطيك النهاية المناسبة لك |
Müzikal Terapi'deki kadınla uzun bir sohbet yaptım ve sana uygun olanın ve tüm kötü düşünceleri uzaklaştıracak olanın Mozart olduğunu söyledi. | Open Subtitles | تحدثت طويلاً مع تلك السيدة فى مركز العلاج الموسيقى قالت أن "موزارت" مناسب لك المكنسة التى تزيل أنسجة العنكبوت بعيداً |
sana uygun birşeyler yapabilecek birini tanıyorum. | Open Subtitles | اذا احتحجت لواحد فانا اعرف زميل يمكن ان يعطينا عرضا جيدا. |
Tatlım bugün tam sana uygun bir gençle tanıştım. | Open Subtitles | عزيزتي لقد قابلت رجلا اليوم يبدو مناسباً لك |
O sana uygun biri değil. | Open Subtitles | ليس مناسباً لكِ |
Bu sana uygun değilse, emekli olup emekli maaşını alabilirsin. | Open Subtitles | إذا لم يكن هذا ملائما بإمكانك التقاعد مع الاحتفاظ براتبك |
Bunların sana uygun olmadığını ve dişlerini kırabileceğini de biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | وانت تعلمين انهم ليسوا جيدين لك لانهم قد يكسرون اسنانك. صحيح؟ |