Belki bunu duymak sizi şaşırtacak, eğer hayatının ilk altı ayında emzirilmişse her 22 saniyede bir çocuk kurtarılabilir. | TED | قد تتفاجئون لمعرفة أنه بالإمكان إنقاذ طفل كل 22 ثانية لو تم إرضاعهم في الستة شهور الأولى من الحياة. |
Şu anda Amerika'da her 26 saniyede bir lise öğrencisi okulu bırakıyor. | TED | ولهذا في أمريكا حاليًا، يترك طالب في الثانوية المدرسة كل 26 ثانية. |
Artık 45 saniyede bir yapıyoruz ve tüm gün yapıyoruz. | TED | أما الآن فكل 45 ثانية بل ونفعل ذلك طوال اليوم. |
Her 3 saniyede bir, hiç ölmemesi gereken bir çocuk ölüyor. | Open Subtitles | الطفل الذي لا يجب عليه ان يموت يموت كل ثلاث ثواني |
Suyun basıncı iki saniyede bir değişip durdu. | Open Subtitles | استمر ضغطُ الماءِ بالتَغْيير كُلّ ثانيتان |
Onların her 30 saniyede bir e-postaları kontrol eden bir adamları var. | Open Subtitles | هناك هذا الرجل أكثر هناك الذي يتحقق بريده الإلكتروني كل 30 ثانية. |
I-10'da 45 saniyede bir kaza olmasına rağmen bir şey yok. | Open Subtitles | على الرغم من وجود حادث كل 45 ثانية على الطريق السريع |
Bir Amerikan hekiminin, ortalama olarak her 14 saniyede bir hastasının sözünü kestiğini biliyoruz. | TED | نحن نعرف أن الطبيب الأمريكي العادي يقاطع مريضه في 14 ثانية. |
Ve bu kusursuz bir origami gibi hücreler gelişiyor dört hafta boyunca saniyede bir milyon hücre ile, kendi kendine katlanıyor. | TED | وكالسحر تماماً تتطور الخلايا بمعدل مليون خلية كل ثانية لمدة اربع اسابيع وتقوم برصف نفسها |
Yeryüzünün 1 mm üzerinde uçan bir uçak hayal edin. Dünyanın çevresini her 25 saniyede bir turlarken, her bir çim yaprağını da sayıyor olsun. | TED | تخيل طائرة تطير بارتفاع واحد ميلي متر عن سطح الأرض وتدور حول الكرة الارضية مرة كل 25 ثانية وهي تقوم بعدّ كل عشبة على الأرض. |
İlk testlerde hız saniyede bir megabit bile değildi, fakat şu an saniyede 15 megabit hıza sahibiz. | TED | لم تصل الاختبارات المبكرة الى سرعة ميغابت لكل ثانية حتى، ولكن الآن يمكننا الوصول الى سرعة 15 ميغابت لكل ثانية. |
Bir kitabın yeni baskısı her iki senede bir geleceğine her 25 saniyede bir geldiğini hayal edin. | TED | حسناً، عوضاً عن تأتي الطبعات كل سنتين، للكتاب، تخيلوا أنها تأتي كل 25 ثانية. |
Her 30 saniyede bir doku yenilenmesi veya nakli ile tedavi edilebilecek bir hasta ölüyor. | TED | كل 30 ثانية, يموت مريض بسبب مرض ما كان يمكن معالجته بواسطة تجديد أو أستعاضة الأنسجة. |
Bu hastalardan her 60 saniyede bir ağrı miktarlarını rapor etmeleri istenmişti. | TED | لقد طُلب منهم الإبلاغ عن ألمهم كل 60 ثانية. |
Her 43 saniyede bir, Afrika'da bir çocuk ölüyor. Bu konuşma sırasında 27 çocuk ölmüş olacak. | TED | كل 43 ثانية يموت طفل في أفريقيا 27 طفل سيموتون خلال حديثي هذا. |
Her 12 saniyede bir tekrarlanan sesli bir işaret. | Open Subtitles | اشارات ضوئية وسمعية تكرر نفسهاكل12 ثانية. |
Bu mikro organizmalar her 11 saniyede bir yenilenir. | Open Subtitles | كل الكائنات الحية الدقيقة تتكَاثر مِن نفسَها كل 11 ثانية. |
Amber Alarm Programının bir parçası olarak kameralar 3 saniyede bir görüntü alıyor. | Open Subtitles | هذا كاميرا المرور تأخذ صورة كل 3 ثواني هذا جزء من برنامج الإنذار |
Bu kıtada, her altı saniyede bir bir çocuk zafiyetten ölüyor. | Open Subtitles | في هذه القارة، يموت طفل كلّ 6 ثواني من سوء التغذية |
Bir kaç saniyede bir yüksekliğinizi değiştirin. Jack, koordinatları ver. | Open Subtitles | غير الرتفاع والوجه كل بضع ثواني جاك أعطني الموقع |
Bir gün iki saniyede bir, çocuklarına yalan söylemek zorunda olmayacağın, ...gerçek bir hayatın olacak. | Open Subtitles | إحدى هذه الأيامِ أنت يَجِبُ أَنْ تُصبحَ زوجة حقيقية، واحد بأنّ أطفالكَ ليس من الضروري أن الكذب حول كُلّ ثانيتان. لا، أنت لا تَستطيعُ إبْقائه في ملابسكَ الداخلية لخمس دقائقِ، |