Bu adam polis merkezine dalıp buradaki herkesi saniyeler içerisinde öldürebilir. | Open Subtitles | هذا الرجل قد تصل إلى منطقة وقتل الجميع هنا في ثوان. |
Köprünün direkt üzerinden uçmamıza rağmen, saniyeler içerisinde onu 3B olarak görüntüledik, rengini yakaladık. | TED | وبالرغم من أننا قد قمنا بالطيران في خط مستقم من فوق الجسر، إلا اننا حصلنا على صورة ثلاثية الأبعاد، وبالألوان في ثوان معدودة |
Adamı yere düşürdü, üzerine atladı ve boynundan öpmeye başladı ama saniyeler içerisinde beyazlar giyinmiş doktorlar ortaya çıktı utandı, gitmeye karar verdi ama kafası karışmış adamı suçlamaya başladı, ona bağırsağına bakar gibi bakıyordu. | Open Subtitles | جعل الرجل يستلقي وقفز فوقه، وقبله على رقبته، ولكن في ثوان ظهر بعض الأطباء في الممشى يرتدون معاطف بيضاء، لوّح لهم محرجا بأنه كان على وشك الذهاب ولكنه بدأ |
Fakat o videoyu internete yüklemeye karar verirse, seks görüntüleri saniyeler içerisinde herkes tarafından görülebilir. | Open Subtitles | لكن ان قرر وضع هذا المقطع على النت, سيكون ذلك الشريط الجنسي في كل مكان في ثواني. |
saniyeler içerisinde üzerimizde bir düzeneden fazla olacaklar. | Open Subtitles | هم سيكون اكثر من دزينة علينا في ثواني |
saniyeler içerisinde damarlarındaki tüm kan karın boşluğuna boşalmıştı. | Open Subtitles | خسر كمية كبيرة من الدم داخل بطنه خلال ثواني. |
Ve saniyeler içerisinde büyük bir patlama oldu. | Open Subtitles | وفي خلال ثواني حدث انفجار شديد |
saniyeler içerisinde kan dolaşımına dağılıp kendilerini çoğaltacaklar. | Open Subtitles | من خلال مجرى الدم في ثواني |
ve saniyeler içerisinde ölüme neden oluyor. | Open Subtitles | الموت يحدث خلال ثواني |