Hız saplantılı bir dünya, herşeyin daha hızlı yapıldığı; daha az zamana daha fazlanın tıkıştırıldığı. | TED | عالم مهووس بالسرعة, بفعل كل شيء بشكل أسرع ،و بحشو أكثر وأكثر في وقت أقل و أقل. |
Bütün günlerini, saplantılı bir biçimde... babanın onuruna yapacağı festivali planlamakla geçiriyor. | Open Subtitles | إنه يقضي معظم اليوم وهو مهووس بتخطيط المهرجان لتكريم أبيك |
saplantılı olmuştum. Ve saplantılı olmak iyi değil. | Open Subtitles | أدركت للتو أمراً كنت مهووساً والهوس ليس جيّداً |
"Hobilerim arasında saplantılı aşklar ve Mammoth'a giderken altıma etmek vardır." | Open Subtitles | من هوايته الهوس الزائد ويبالغ في ردة فعله في مجال حياته. |
Çin kültürünün devasa zenginliğiniyle ve tarihiyle tamamen saplantılı hale geldikten sonra, tamamen Amerikan ve harika bir şeyi duymak çok rahatlatıcıydı. | TED | وبعد ان كنت مهووسة تماما بالتاريخ العظيم والضخم الخاص بالحضارة الصينية, كان تماماً يشبه الانقاذ ان تسمع شيئاً امريكيا خالصاً ورائع حقاً |
Muhtemelen onu öldürmek isteyen öfkeli, saplantılı bir adam tarafından. | Open Subtitles | كَانَ عَنيف رجل إستحواذي الذي من المحتمل جداً أرادَها ميتة |
Günah işlenmesine saplantılı bir korku, o kadar endişeleniyor ki bu endişeyi gidermek için birşeyler yapmaya mecbur kalıyor. | Open Subtitles | الخوف الإستحواذي من إرتكاب ذنب .. الذي يجعله يقلق حيال كونه مُرغماً بفعل شئ يُخفّف هذا القلق |
Bütün günlerini, saplantılı bir biçimde... babanın onuruna yapacağı festivali planlamakla geçiriyor. | Open Subtitles | إنه يقضي معظم اليوم وهو مهووس بتخطيط المهرجان لتكريم أبيك |
Bir kez ararsan âşıksındır. İki kez ararsan saplantılı,.. | Open Subtitles | إذا مرة واحدة فأنت واقع في الحب مرتين فأنت مهووس |
O mağaralara karşı o kadar saplantılı ki olmayan şeyler görüyor. | Open Subtitles | إنه مهووس جداً بتلك الكهوف إنه يتخيل اشياء ليست موجوده |
Tam psikopat ve saplantılı seri katil tipi bir tapınak! | Open Subtitles | بمخيلة ذهنية لقاتل متسلسل مهووس بالمزارات |
Ruhlara saplantılı hale gelmeden evvel titreşimli p-brane manipülasyonu araştırmasını yönetiyorduk. | Open Subtitles | قبل أن يصبح مهووس بأرواحه كنا نجري بحوث على التعامل مع اهتزاز الغشاء |
Seni kim bu kadar güçsüz bıraktı ki, kontrol konusunda saplantılı oldun? | Open Subtitles | الذي جعلك تبدو ضعيفاً جداً أنت أصبحت مهووساً بالسيطرة؟ |
Müşterilerinden birinin ona saplantılı olma ihtimâli var mı? | Open Subtitles | أيّ فرصة أنّ أحد زبائنها أصبح مهووساً بها؟ |
Sanırım bu hepimiz için akıl sağlığımızı korumanın ve bu çılgın saplantılı durumu kayda değer bir amaca yönlendirmenin bir yolu, çünkü bu yalnız bir yol. | TED | أعتقد أنها طريقتنا للحفاظ على استنارة العقل والإحساس بالجوهر، في هذا الهوس المجنون، لأنه يمكن أن تكون وحيدًا. |
Neden, senin saplantılı, lanet olasıca zevklerini paylaşmak zorundayım? | Open Subtitles | هل لاشاركك فى نصف سعادتك هل لأشاركك لحظات الهوس |
Nasıl saplantılı olduğunu görüyorsun. Bu hayali karakterlere zaman harcıyor. | Open Subtitles | أعني، لقد رأيتَ كم كانت مهووسة إنّها تستثمر في هذه العلاقات الخياليّة |
Sanırım saplantılı olma konusunda bildiğim birkaç şey vardır. | Open Subtitles | يبدو أنني اعرف شيئاً بخصوص كوني إستحواذي |
saplantılı tavır için bir şey arıyorum. | Open Subtitles | أنا أحتاج شيئاً لعلاج السلوك الإستحواذي. أريد التخلص منه. |
Bay Farmer'ın sinirli dengesiz saplantılı olduğunu ve akli dengesinden şüphe duyduğunu belirtmiş. | Open Subtitles | ...قالت بأن السيد المزارع غاضب ... غيرمستقر... ... تضليلي... |
Son bir saati, eski erkek arkadaşına saplantılı olarak geçirdin, onun eski bir mahkum ve büyük ihtimalle de komşuları boğazlıyor olmasına rağmen. | Open Subtitles | قضيتي الساعة الماضية تتحدثين بهوس عن عشيقك السابق رغم أنه مجرم سابق و الذي خنق جارتك على الأرجح |
İyileşmiş saplantılı kişilik şimdi büyük bir kişilik çatışmasıyla karşı karşıya. | Open Subtitles | المتعافي من الوسواس القهري سيواجه الآن تحدي شخصي كبير |
Bu çocuk senden daha saplantılı hale geliyor. | Open Subtitles | هذه الصغيرة ستصبح أكثر استحواذية منكِ ! |
Aptalca olduğunu söylemiştim. Ama adam sana karşı saplantılı. | Open Subtitles | قلت لكِ أنه ساذج هذا الرجل يحتلم بك |
Bu bilim adamları kendi işleri konusunda oldukça saplantılı olabiliyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء العلماء, يصيبهم هوس الأستحواذ تجاه اعمالهم |