Bakın, düğmenin yeşil olduğundan eminim sarımsı diyelim. | Open Subtitles | انظرا، متأكد تمامًا ان الزر كان لونه أخضر، مصفر! |
Ama şimdi sarımsı beyaz görünüyor. | Open Subtitles | ولكن الآن يبدو أنه أبيض مصفر. |
Sonra da gökyüzünde hiç bulut yokken sıcak, sarımsı bir yağmur yağmış. | Open Subtitles | تبعه مطر أصفر ساخن سقط من السماء بدون سحاب. |
Evet, çapmanın etrafındaki izler sarımsı pembe. | Open Subtitles | أجل ، النسيج الرخو عند نقطة التأثير لونه أصفر وردي |
Yılda bir veya iki kez, kahverengi noktalı sarımsı elmaları yiyebilirdim; binlerce mil ötedeki depolardan sınıflandırılarak bana gelen elmalar. | TED | مرتان أو ثلاث مرات في السنة، كنتُ أحصلُ على تفاح أصفر بنقاط بنية، كما تعلمون، انتقلت آلالاف الأميال لتخزن في مخازن تبريد، لأحصل عليها. |
Biraz da sarımsı olabilir! | Open Subtitles | وهو ايضا أصفر قليلا |