"sarkıyordu" - Traduction Turc en Arabe

• تتدلى
• متدلي
• يتدلى من
• كان ظاهراً

Tüm kabin tek halat üzerine sarkıyordu.
والمقصورة بأسرها أصبحت تتدلى بكابل واحد.

Sonra bir gece, çok uzun zaman sonra değil yine koltukta zil zurna sarhoş halde uyuyakaldı sigarası da ağzından sarkıyordu.
وفي أحد الليالي ، ليست ببعيدة عن تلك الليلة نام على الاريكة وهو ثملٌ مثل حيوان الظربان وتلك السيجارة تتدلى من فمه

Bazılarının dilleri dışarı sarkıyordu.
بعض الناس ألسنتهم تتدلى من أفواههم

Dua ederek tabutu açtığımda gümüş dil ağzından dışarı sarkıyordu bütün kariyerimi mahvedecek.
عندما فتحت النعش وجدته أمامي، لسان برّاق متدلي من فمه يحطم ما قدمته لوظيفتي .. ويحطم حياتي

İskelenin tepesinden sarkıyordu.
متدلي من قمة (غاردن بيير)

Kendisinin ölü ve çıplak bir resmi tavandan aşağıya sarkıyordu.
رأيت تمثالا ميتا، عاريا له - ذاك الشخص - يتدلى من السقف.

-Evet, Bay Heyman? İç çamaşırın ders boyunca şortunun dışına sarkıyordu.
سروالك التحتي كان ظاهراً عبر ملابسك في حصة الرياضة

Parmaklarımdan aşağı yeşil bir diş ipi sarkıyordu.
هناك خيط أخضر تتدلى من بين أصابعي

Böyle duruyordum, ve sarkıyordu.
انا مثل هذا وهي تتدلى

Burnundan peçete sarkıyordu. Yalan mı?
كان ثمة منديل يتدلى من أنفك

İç çamaşırın ders boyunca şortunun dışına sarkıyordu.
سروالك التحتي كان ظاهراً عبر ملابسك في حصة الرياضة