Kuzeydoğunun en iyi satış elemanı olmamın bir nedeni var. | Open Subtitles | هناك سبب في كوني أفضل بائع في المنطقة الشمالية الشرقية |
Sanırım aptal bir satış elemanı olduğum için bana raporları vermeyeceksin. | Open Subtitles | أظن أنك ربما لن تعطيني أدلتك طالما أنا بائع وغد |
Geçen sene California'da ki en iyi Nissan satış elemanı sendin ama son üç ay içinde tek bir satış bile yapamadın. | Open Subtitles | السنة الماضية كنت أحسن بائع في ولاية كاليفورنيا لكنك لم تقم باي عملية بيع خلال الشهور الثلاثة الماضية |
Gezici satış elemanı olarak bize katılacak. | Open Subtitles | سوف يقوم بمشاركتنا على أنه رجل المبيعات المتجول |
Noelden iki gün sonra açılacak. satış elemanı ve yetiştirilecek alıcı olacağım. | Open Subtitles | سيفتحون في اليوم التالي ليوم العطلة وسأكون بائعة وأتدرب على الشراء أيضاً |
El kitabına göre satış elemanı olarak yöneticiden daha fazla para kazanabilirsin. | Open Subtitles | وفقاً للكتيب، يمكنك أن تجني المزيد من المال كبائع أكثر منه كمدير |
Başka koltuk yok. Oturmasına gerek yok. Gezi satış elemanı. | Open Subtitles | لا يحتاج لمكان خاص به هو رجل مبيعات متجول |
Baba, satış elemanı olmadığımı kaç defa söylemek zorundayım? | Open Subtitles | كان من الممكن أن تصبح مشرفاً بدلاً من أن تكون بائعاً |
Clark, gerçek bir satış elemanı böyle gözükür. | Open Subtitles | لإنهم جيدون بالسيرك مهلا، كلارك، هذا يبدو بائع الحقيقي |
Wallace, Jim Philly'deyken yerine bakacak bir satış elemanı almamı istedi. | Open Subtitles | والس جعلني أوظف بائع صغير للمساعدة ليجلس على مكتب جيم بينما يكون بعيدا في فيلي |
Aslında potansiyel bir satış elemanı için çok basit bir soru. | Open Subtitles | حسنا هذا سؤال أساسي جدا لشخص سيصبح بائع ورق |
Sanırım serbest çalışıyor. Bir çeşit satış elemanı olabili... | Open Subtitles | أعتقد أنه ليس لديه شيء، وأظن بأنهُ بائع.. |
İkincisi, o bir ayakkabı dükkanındaki satış elemanı. | Open Subtitles | ثانيا, هو بائع في محل أحذية نسائية. |
Bu bilgiye kullandığı aracı da eklersek, gezici bir satış elemanı olduğunu ve sosyopat olduğunu anlamayacak büyüklükte bir şirkette çalıştığını söyleyebiliriz. | Open Subtitles | هذا بالاضافة مع المعلومات عن سيارته تجعلنا نظن انه بائع متجول من نوع ما ويعمل في شركة كبيرة بما يكفي كي لا يلاحظوا انه مختل اجتماعيا |
Ayın satış elemanı, yine mi? | Open Subtitles | أفضل بائع لهذا الشهر, مره أخرى؟ |
Kahramanı, ormanda bisiklet sürerken radyoaktif bir ayı tarafından ısırılan ve "Ayı Adam" olup ofisi kasıp kavuran efendi satış elemanı Jimmy Halpert. | Open Subtitles | تبدأ بـ جيم هالبرت رجل المبيعات الذي يقود دراجته في وسط الغابة يتعرض للعض من قبل دب |
Evet, öyle ama ben yeni satış elemanı için aramıştım. | Open Subtitles | في الحقيقة هذه رجل المبيعات الجديد |
İki numaralı cadı bir ilaç satış elemanı kayıtlarda DUI cezası var. | Open Subtitles | الساحر رقم اثنين بائعة صيدلانية لديها سجل بسبب القيادة تحت تأثير الكحول |
Ama şöyle bir düşündüm de belki iyi bir satış elemanı değilim çünkü daha çok yönetici tipi var bende. | Open Subtitles | لكن بعدها بدأت أفكر ربما أنا لست بائعة جيدة لأننيمنالنوعالذييدير الأشياء. |
Beni lateks satış elemanı olarak almayı düşünüyorsun. | Open Subtitles | أنت تفكّر في تعييني كبائع مطّاط |
Daha iyi bir satış elemanı olsaydın daha güzel bir kravat alırdım. | Open Subtitles | حسنًا،لو كنت رجل مبيعات أفضل لكنت اشتريت لك ربطة عنق أفضل |
İlk denemende satış elemanı olamadın. Ne olmuş yani? | Open Subtitles | لم تصبح بائعاً بمحاولتك الأولى إذاً |
Ne sanatçıyım ne de satış elemanı. | Open Subtitles | حسناً أنا لست فنانة و لست جيدة في المبيعات |
Wal-Mart'ın satış elemanı, dünyanın en büyük gezi gemisine binecek. | Open Subtitles | سوف تسحل بهيئه الملاحه كأكبر رحله بحريه بالعالم سوف تسحل بهيئه الملاحه كأكبر رحله بحريه بالعالم |