17 yaşındayken evden ayrıldım, üzerimde yalnızca kendi satın aldığım şeyler vardı, | Open Subtitles | فأنا قد تركت المنزل وعمري 17 سنة لم آخذ شيئاً معي ، سوى الأغراض التي اشتريتها ودفعت قيمتها بنفسي |
satın aldığım aşırı miktardaki mallar bu öğleden sonra teslim edilecek. | Open Subtitles | كمّية ثمينة من الأغراض التي اشتريتها ستصلني هذا الصباح |
satın aldığım ürünün postayla gelenle aynı olmasını ve bana bir kayıt altında ulaşmasını istiyorum. | TED | أريد أن أعرف أن المنتج الذي اشتريته هو ذاته الذي سيصل في البريد وهناك سجل ما عن كيفية وصوله إليَ. |
Cevabı... Dün satın aldığım ayakkabılar. | Open Subtitles | الايجابة تكمن بالحذاء الذي اشتريته البارحة |
Biliyorum. Birkaç hafta önce satın aldığım sandalyeyi almaya geldim. | Open Subtitles | كلا, أعرف, لقد أتيت لأخذ الكرسي الهزاز الذي أشتريته قبل أسبوعين |
Elinde çalıntı eşya satan birinden satın aldığım elmaslar var sadece. | Open Subtitles | كل ما لديك هو بعض الالماس الذي إشتريته من الخارج على العكس |
Tabancayı satın aldığım adam ile minibüsünü gördüm. | Open Subtitles | الرجل الذي باعني السلاح الذي هرب, وسيارته الفان |
İmza için sokaktan satın aldığım bir sosyal güvenlik numarası kullandım. | Open Subtitles | استخدمت رقم ضمان اجتماعي اشتريته من الشارع لادخل به |
- İmar planlarına göre bu mülkün... kuzeye doğru 3 metrelik kısmı satın aldığım alanın içinde. | Open Subtitles | نعم، وفقًا لتقسيم الأراضي قطعة من ممتلكاتي... تلك التي اشتريتها... تمتد بالضبط 100 خطوة للشمال |
Bay Caid, sizin için satın aldığım ve elinize teslim ettiğim tablonun orijinal olduğuna dair size yemin edebilirim. | Open Subtitles | يا سيّد (كايد) يمكنني أن أؤكد لك بأنّ اللوحة التي اشتريتها من أجلك و سلمتها لك هي لوحةٌ أصلية |
Sadece satın aldığım bu üç saat. | Open Subtitles | فقط تلك الساعات الثلاث التي اشتريتها |
Gördüğünüz gibi yeni satın aldığım mülk... | Open Subtitles | ترين الملكية التي اشتريتها في الحال... |
O sadece satın aldığım şeyle birlikte verdikleri bir şeydi. | Open Subtitles | كان الشئ الذي يرموه على الشئ الذي اشتريته |
İlçeden satın aldığım tahvillerle ilgili bazı sorunlar yaşıyorum. | Open Subtitles | أواجه مشاكل في ذلك السند الذي اشتريته في شمال الولاية |
Fiona'nın yanındaki satın aldığım evi diyorum. | Open Subtitles | المنزل الذي اشتريته بالقرب (من منزل (فيونا |
Benim satın aldığım şey bir iş harcaması. | Open Subtitles | الذي أشتريته هو كذلك |
Bu satın aldığım ikinci albümdü. | Open Subtitles | -ذلك كَانَ الألبومَ الثاني الذي إشتريته ! |
Bu, silahı satın aldığım adam! | Open Subtitles | بحق الإله هذا الشاب الذي باعني السلاح |
Bit pazarından satın aldığım, kişisel gelişimle ilgili bir kasetten öğrendim. | Open Subtitles | _ انا شىء تعلمته من شريط كاسيت عن مساعده النفس _ اشتريته من السوق |