| İlginizi çekerse, bunu da satıyorum. İki yıllık bir alet. | Open Subtitles | لو أنك مهتم، أنا أبيع هذا معي منذ عامان فقط |
| Acme Şirketinde kağıt satıyorum, ve bugün 1500 top kağıt sattım. | Open Subtitles | أنا أبيع الورق في شركة آكمي المحدودة واليوم بعتُ 1500 حزمة |
| Olay şu, biraz fazladan para kazanmak için biraz uyuşturucu satıyorum. | Open Subtitles | الأمر هو، أنا أبيع القليل من المخدرات سراً لكسب أموال إضافية. |
| - Hayır, atları 25 yerine 35 dolara satıyorum. | Open Subtitles | لا، أنا ابيع الخيول ب 35 دولار مفضلا على 25 دولار |
| 1 milyon 950 bin dolara satıyorum. | Open Subtitles | سأبيع الآن مقابل مليون وتسعمائة وخمسون ألف دولار |
| Peki, Ben dergi satıyorum, bilirsin abonelik ve diğer şeyler. | Open Subtitles | حسنًا، أنا أبيع المجلات تعلم مثل الإشتراكات و ما شابه |
| Tüm ülkeye ve dünyaya evcil hayvan oyuncakları satıyorum. | TED | أبيع ألعاب الحيوانات الأليفة في جميع أنحاء البلاد، في جميع أنحاء العالم. |
| Ürünün istenmediği, fakat kanunların almaya zorladığı bir piyasada ürün satıyorum. | TED | إنني أبيع منتجًا لسوق لا يريد هذا المنتج ولكنه مجبر على شراءه بقوة القانون |
| Eski evindeki herşeyi sattı. Bu yüzden, ben de satıyorum. | Open Subtitles | لقد باع كل شيء في حيه لذا فأنا أبيع كل شيء أيضا |
| - Evet. İtalyanlara amerikan arabaları satıyorum. | Open Subtitles | أكيد أبيع السيارات الأميريكيه للإيطاليين |
| Bir markete satıyorum, onlardan biraz alabilirsin. | Open Subtitles | سوف أبيع المنزل على سوبرماركت، وسأعطيك نصيبك. |
| Gerçekten çenen çok düşük, Fish. Bana bak lezzo, senden daha iyilerini her gün alıp satıyorum ben. | Open Subtitles | اسمعي أيتها الحمقاء، أنا يومياً أبيع وأشتري أشخاصاً أكثر قيمة منك |
| Yarım saattir bilet satıyorum. Vakit harcama. | Open Subtitles | علي أن أبيع التذاكر من نصف ساعة لا تضيع الوقت |
| Banyo perdesi halkası satıyorum. Dünyanın en iyileri. | Open Subtitles | أبيع حلقات تعليق ستائر الحمّام الأفضل في العالم |
| Hayır, faturayı başka numaraya çıkartan cep telefonu satıyorum. | Open Subtitles | لا, انا أبيع الهواتف المحمولة ذات الأرقام المنسوخة |
| On papele attan düşmektense bir büroda gösteri alıp satıyorum. | Open Subtitles | اجلس فى مكتب، ابيع و اشترى افضل من الجلوس مع الاحصنه، مقابل 10 نقود |
| Yani beğenmediğim bir sürü resmi satıyorum. Çok beğendiklerimi ise satamıyorum. | Open Subtitles | اعني باني ابيع الكثير من اللوحات التي لا تعجبني |
| 1 milyon 950 bin dolara satıyorum. | Open Subtitles | سأبيع الآن مقابل مليون وتسعمائة وخمسون ألف دولار |
| Şeftalileri yapan o. Ben sadece satıyorum. | Open Subtitles | فالرب هو من يخلق الفاكهة، أنا لا أخلقها وإنما أبيعها |
| - Artık Amerika'da yaşıyor ve araba parçası satıyorum. - Hı, hıı. | Open Subtitles | والآن أنا أعيش في أمريكا وأقوم ببيع قطع السيارات |
| Merhaba. Ben 638. birliktenim ve Scout kızları kurabiyeleri satıyorum. | Open Subtitles | مرحبا,أنا من قوات 638 وأبيع غيرل سكوت كوكيز |
| Aynı dükkanda on beş yıldır içki satıyorum. | Open Subtitles | خمس عشْرة سنة و أنا أَبِيعُ المشروب الكحولية في الخارج من نفس المحل |
| Şöyle diyeyim, oradakine ben satıyorum. | Open Subtitles | إفهمها بهذه الطريقة، أنا أبيعُ له البضاعة |
| Dunder Mifflin adında ikinci sınıf bir şirkette kağıt satıyorum. | Open Subtitles | أنا بائع أوراق في شركة أوراق سيئة "اسمها "دندر مفلن |
| Onlara ne satıyorum, bilmeliyim. | Open Subtitles | أريد أن أعرف ما الذي سأبيعه لهم |
| Onu da satıyorum. Buradan nehre kadar uzanan her şeyi. | Open Subtitles | سأبيعها أيضاً ، كُلّ شيء مِنْ هنا إلى النهرِ |
| Söyleyin Bay Machado, ne yapıyor muşum? Para mı aklıyorum, uyuşturucu mu satıyorum? | Open Subtitles | ما الذي كنتُ أفعله، أغسل الأموال، أتاجر بالمُخدّرات؟ |
| Sadece milyonerlere satıyorum ve onlar da mükemmel tablolara sahip oluyorlar. | Open Subtitles | انا ابيعها فقط إلى المليونيرات ولديهم لوحات عظيمة مثل هذة |
| Pardon. Ben Linda' yım. Gümüş satıyorum. | Open Subtitles | آسفة ، أنا ليندا وأنا بائعة فضية |
| satıyorum... 1200 dolara sattım. | Open Subtitles | النداء الآخير بيعت على 1.200 $ , شكراً لك |