| Bir kere giymiştim. Evlenirken. Beyaz saten dans ayakkabılarıydı. | Open Subtitles | أنتعلتُ حذاء ذات مرة للزواج حذاء من الساتان الأبيض |
| Oğlak derisi, güderi, saten veya yün mü, uzun mu, kısa mı, bahçe için mi? | Open Subtitles | القفازات جلد ماعز ,الساتان ,قفاز واقي الشامواه ,الصوف أو للتشجير؟ |
| Ve onları saten ipek, kürk, dantel ve kaliteli kadife değerli taşlar, payetler, tüller ve tüylerle donattılar. | Open Subtitles | ومغطات بالساتان.. الحرير والفراء والزركشات.. المخملية.. |
| Ve o saten pantolonlardan bir çift alacağım. Çünkü onların içinde güzel görünüyorum. | Open Subtitles | و سأشتري زوجـا مـن ذلك السروال الحريري الأسود ، لأنـي أبـدو جميلـة فيـه |
| Beyaz elbiseli kızlar Ve mavi saten şalları | Open Subtitles | فتيات بفساتين بيضاء مع أوشحة حريرية زرقاء |
| Mavi bir elbise ile saten bir pelerinle geliyorum daha sonra da hoş bir avcı elbisesi giyeceğim. | Open Subtitles | سأظهر مرتدياً رداء أزرق وعباءة ساتان وردية ثم سأرتدى حلة مطرزة رائعة كنوع من رداء فاخر |
| Eğer bu uyuz, 6 memeli yaratığı, saten nevresimimin üzerinden kaldırmazsan, artık birlikte takılacağın bir köpek olmayacak. | Open Subtitles | , إن لم تجعل هذه الحقيرة الصغيرة , تغادر شراشفي الحريرية فلن تحتاج إلى كلب فقط لتسير في الأنحاء |
| Ayrıca unutma, iki set elbise getirmeliler: biri saten, diğeri ipek. | Open Subtitles | وتذكري يرتدين لباسا مكون من قطعتين واحدة من الساتان ، والاخرى من الدمشقي |
| Ben kırmızı saten giyerim, Baba. | Open Subtitles | انا ارتدي زي من الساتان الأحمر, ياابانا, وليس درعا |
| Her ihtimale karşı en sevdiğim pembe saten iç donumu giydim. | Open Subtitles | ارتدي زوجاً من سراويلي الوردية المصنوعة من الساتان المفضلة ، تحسباً فقط |
| Yani yıllarca bilezik ve saten külotlara boşuna mı para bayıldım? | Open Subtitles | كُل هذه السنوات وأنا أشتري لهّن أساور و ملابس داخليه من الحرير |
| Bu ayki en ucuz ürün hangisi, müslin mi, saten mi? | Open Subtitles | ماالأرخص هذا الشهر القطن الموصلي أم الحرير الناعم؟ |
| - Nerdeyse saten bir kumaş alıyordum. - Hayır Bayan Matty. | Open Subtitles | لقد كنت أطلب مقداراً من الحرير الناعم لا ,آنسة ماتي |
| Leni kendisine çok yakışan, saten geceliğini giyiyor. | Open Subtitles | قامت ليني بارتداء ثوب نومها الحريري ما جعلها تبدو في غاية الروعة |
| Saçlarım kabarık, üzerimde saten pantolon, yüksek topuklar, diskoların kraliçesiydim. | Open Subtitles | شعري الناعم، سروالي الحريري المثير ونشوة بالمخدرات، ملكة الديسكو |
| Beyaz elbiseli kızlar Ve mavi saten şalları | Open Subtitles | فتيات بفساتين بيضاء مع أوشحة حريرية زرقاء |
| Beyaz elbiseli kızlar Ve mavi saten şalları | Open Subtitles | فتيات بفساتين بيضاء مع أوشحة حريرية زرقاء |
| İmparatorlara özgü saten, smokin ve onunla eşleşen bir yastık. | Open Subtitles | ساتان الأمبراطوريّة، بدلة رسمية مطويّة بوسادة متجانسة |
| Evet ama hem takımda hem de tabutun içindeki saten yüzeyde idrar vardı. | Open Subtitles | (هودجينز). أجل، ومع ذلك هناك آثار للبول على البذلة والبطانة الحريرية في التابوت. |
| O çocuklar yapmamış, oğlum yapmış. saten. | Open Subtitles | لم يكونوا هم الفاعلين لقد فعلها ابني "ساتن" |
| - saten kısmın dışarıda olduğuna emin ol. - saten mi? | Open Subtitles | -وستقوم بربط القماش بخارج الرداء ساتين" القماش؟" |
| Her bir çocuk için siyah saten tulum! | Open Subtitles | قطعتين حرير أسود ناعم أثواب للخطابة لكل فتاة" |
| At kılından ve kristal kayışlı beyaz, saten ince topuklu sandaletler. | Open Subtitles | صندل أبيض حريري مع شعر الحصان واشرطة كريستالية. |
| İncilerle kaplı, 20 metre beyaz saten... saf altından yapılmış... bir göğsünde güneş, diğerinde de ay. | Open Subtitles | عشرون متراً مِنْ الحريرِ الأبيضِ ..مغطى باللآلئِ. مع دوبس صدرٍ علي هيئة شمس في ناحية ..و |
| Dantel aplikli düşes saten. | Open Subtitles | دوقة الساتان مع زين الدانتيل. |