Peki röportajım ne olacak? Başkan West bunu size vermemi istedi. Tabiî ki, bu savaş demek. | Open Subtitles | -طلب مني العمدة أن أعطيكي هذا بالطبع تدرك أن هذا يعني الحرب |
Herhalde, bunun savaş demek olduğunun farkındasın. | Open Subtitles | أنتَ تدرك بالطبع أنّ هذا يعني الحرب |
Nişanlanmak, evlilik demek ve bu evlilik ise, savaş demek. | Open Subtitles | -الخطبة تعني الزواج وهذا الزواج يعني الحرب |
O zaman bana karşı gelmekten başka yolu kalmayacak, bu da iç savaş demek. | Open Subtitles | و ليس أمامه سوى أن يعارضني بكل صراحة مما يعني حرباً أهلية |
Bunun savaş demek olduğunu anlıyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنتِ لا تفهمين هذا يعني حرباً |
Bu savaş demek. | Open Subtitles | هذا يعني الحرب. |
Centaur arazisini. Bu savaş demek. | Open Subtitles | وهذا يعني الحرب |
O zaman sanırım bu savaş demek. | Open Subtitles | إذا هذا يعني الحرب |
Bu da savaş demek! | Open Subtitles | وهذا يعني الحرب |
Bu savaş demek. | Open Subtitles | لا, هذا يعني الحرب |
Ama bu savaş demek! | Open Subtitles | لكن هذا يعني الحرب! |
Bu savaş demek. | Open Subtitles | هذا يعني الحرب |
Kabaca "Bu savaş demek" şeklinde çevrilebilir. | Open Subtitles | إنها تترجم بالعامية بـ"هذا يعني حرباً" |