Şu katalog sayfalarını George için aldın mı? Sabah onları istiyordu. | Open Subtitles | هل احضرت الصفحات من الكتالوج لجورج, فهو يريد رؤيتهم هذا الصباحِ |
Şimdi, bütün bunlar olurken, elinde küçük bir not defteri tutuyordu bazen defteri açıp sayfalarını çeviriyordu ve bir şeylere bakıyordu. | TED | طوال تلك المدة كان يحمل مفكرة صغيرة ويفتحها من وقت لآخر ويقلب في الصفحات وينظر إلى شيء ما |
Tamam, herkes kitapları hayal etsin, ve sayfalarını yırttığınızı hayal edin. | TED | حسناً، فليتخيل الجميع الكتب ويتخيل أننا مزقنا الصفحات. |
Evet. Biliyorsun, tüm T.P.S. raporlarının üzerine... gönderilmeden evvel kapak sayfalarını koyuyoruz. | Open Subtitles | لقد نسيت كما ترى فنحن الآن نضع صفحة الغلاف الجديدة على جميع تقارير تي بي اس قبل أرسالها |
Bütün öğrencilerin ve profesörlerin sanat, spor, politika bölümlerini okuduklarını ama asla iş sayfalarını okumadıklarını fark ettim. | Open Subtitles | ولاحظتُ أن كل الطلاب والدكاترة يقرأون صفحات الفن، الرياضة، والسياسة لكن لا يقرأون صفحة الأعمال |
Ama bu nasıl oluyor? Onu notanın sayfalarını çevirirken gördünüz mü? | TED | لكن كيف يحدث ذلك؟ هل تراه وهو يقلب صفحات النوتة الموسيقية؟ |
Spor sayfalarını okuyan herkes onu duymuştur. | Open Subtitles | أي شخص من أي وقت مضى قراءة الصفحات الرياضية قد سمع منه. |
Bu yüzden de kimsenin nota sayfalarını çevirmesine ihtiyacı yoktu. | Open Subtitles | و لذلك في الحقيقة كانت تحتاج لأحد لكي يقلب لها الصفحات. |
O 3 dakikayı tuvalette mizah sayfalarını okuyarak değerlendirebilirim. | Open Subtitles | نعم، ثلاث دقائق كان يمكن قضائها على المرحاض أتصفح الصفحات الكوميدية |
Spor sayfalarını okumak için yeterince irade gücüm var. | Open Subtitles | لدىّ ما يكفي من ضبط النفس لقراءة الصفحات الرياضية |
günlüğümün kalan sayfalarını yırtıp her şeyi unutmaya can atıyordum. | Open Subtitles | كي أمزق ما تبقى من الصفحات من مذكراتي وأنسى كل شيء |
Bu algoritma en alakalı internet sayfalarını bulmak için Galton Kutusu’nda kullandığımız rastgelelikle aynı şekilde matematiksel rastgelelik kanunlarını kullanıyor. | TED | هذه الخوارزمية تستخدم قوانين العشوائية الرياضية لتحدد تلقائياً الصفحات الإلكترونية الأكثر صلة، بنفس الطريقة التي استخدمنا بها العشوائية في تجربة لوح غالتون. |
(Kahkahalar) Bundan sonra, önceden bildiğim o trollerin bazılarının sayfalarını ziyaret etmeye başladım, bu adamların büyük bölümü sıradan insanlardı, bir sürü doğa aktivitelerine meraklı tip, avcılar, bilgisayar bağımlıları bazıları aile babasıydı, aileleri ile videoları vardı. | TED | ضحك وبدات بزيارة بعض الصفحات لبعض المتصيدين السابقين وكل معظمهم لديهم وظائف فعلية الكثير من المغامروين والمهوسين بالكمبيوتر وبعض منهم كان يضع فيديوهات له مع عائلته |
Ona gazetenin spor sayfalarını okurdum. | Open Subtitles | كنت أقرأ له صفحة الرياضة من الصحيفة |
İyi haberse, efendim, "Rhymouth Poşeti"daki "domuz eti" sayfalarını birleştirmeyi bitirdim. | Open Subtitles | أخبار مبشرة يا سيدي، لقد جمعت "صفحة عن "الحجاج" في "راماوث بوك |
Hah, onlar sadece spor sayfalarını okuyorlar. | Open Subtitles | لا, يقرأون صفحة الرياضة وحسب. |
Ekonomi sayfalarını okumamdan hoşlanıyor. | Open Subtitles | يحبني أن أقرأ له صفحة الأسهم |
Ama aynı zamanda, teknoloji tarihimizde yeni sayfalar yazmama yardımcı oldu ya da en azından tarihlerimizin sayfalarını güncellemeye. | TED | ولكن أيضا، ساعدت التكنولوجيا لكتابة صفحات جديدة من تاريخنا أو على الأقل لتحديث صفحات من تاريخنا |
Bende India Times gazetesinin sayfalarını gezmeye başladım Hindistan Başbakanının Bangalore'yi, oturduğum şehri ziyaret ettiğini gördüm. | TED | لذا كنت أقلب صفحات جريدة تايمز أوف إنديا عندما قرأت أن رئيس الوزراء الهندي كان سيقوم بزيارة مدينتي، بانقلور. |
Burada yaptığımız şey, tüm Vikipedi sayfalarını aldık ve azıcık bir kısaltmaya indirgedik. | TED | ما نحن بصدد القيام به هنا هو اننا اخذنا كل صفحات ويكيبيديا واختصرناها إلى ملخص صغير. |