Anneme de saygısızlık ediyorsun çünkü beni böyle yetiştirmedi. | Open Subtitles | وأنت عدم احترام أمي لأنها علمتني أفضل من ذلك |
Kutsal Mahkeme'ye saygısızlık ediyorsun. | Open Subtitles | لك عدم احترام هذه المحكمة المقدسة. |
Bana saygısızlık ediyorsun. | Open Subtitles | أنت عدم احترام لي |
-Bu iki cümlenin birbirleriyle alakası yok. -Bana saygısızlık ediyorsun. | Open Subtitles | أظنهما نقطتين مختلفتين - لقد أهنتني - |
-Bana saygısızlık ediyorsun. | Open Subtitles | -لقد أهنتني |
Neden en mutlu olduğunuz yerde cinayet işleyerek onun anısına saygısızlık ediyorsun? | Open Subtitles | لماذا تدنس ذكراها بارتكابك جريمة قتل في المكان الذي جمع بينكما في سعادة؟ |
Yani, adamımız Loki'yle parti yapmaya geldik her şey dağılmış ve sen, adamın koltuğuna saygısızlık ediyorsun. | Open Subtitles | أقصد، أتينا للاحتفال مع صديقنا "لوكي" ونجد كل شيء محطم وأنت تدنس أريكة الرجل. |
Kutsal kilise saygısızlık ediyorsun! | Open Subtitles | أنت تدنس كنيسة مقدسة |