Başka seçeneği yoktu. Savunma ağları yok edilmişti. | Open Subtitles | لم يكن لديه خيار لقد حطمنا شبكتهم الدفاعية |
Karını yem yapıp seni geri getirmek istemedi. Ama başka seçeneği yoktu. | Open Subtitles | يستعمل زوجنك كطعم ليرجعك الى اللعبة لكن لم يكن لديه خيار |
Bu deneyimli avcıyla tekrar işbirliği yapmayı denemekten başka seçeneği yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لديه خيار الى ان يحاول الانضمام بقوة الى هذا الصياد الخبير مرة اخرى |
Ya da başka seçeneği yoktu. | Open Subtitles | أو أنه لا يملك خياراً. |
Belki başka seçeneği yoktu. | Open Subtitles | لم تتصرف هكذا من قبل ربما لم يكن لديها خيار |
Galiba Sara'nın onu geride bırakmaktan başka seçeneği yoktu. | Open Subtitles | {\pos(190,220)}أقصد،أحزر أن (سارّة) لم يكُن لديها خيار سوى إبقائه بالسفينة. |
Bence Avidius Cassius'un seferine devam etmekten başka seçeneği yoktu. | Open Subtitles | أعتقد أن أفيديوس كاسيوس لم يكن لديه خيار سوى مواسلة حملته |
Ama başka seçeneği yoktu. Kanıtlar fazlasıyla güçlüydü. | Open Subtitles | لكن لم يكن لديه خيار فالأدله كانت قاطعه |
Cowen'ın beni elinde tutmaktan başka seçeneği yoktu. Onun baş bilimadamıydım. | Open Subtitles | كووين) لم يكن لديه خيار سوى) الإحتفاظ بي,لقد كنت قائد علمائه |
Hakemin başka seçeneği yoktu, yapmak zorundaydı. | Open Subtitles | الحكم لم يكن لديه خيار كان عليه فعلها |
Babamın başka seçeneği yoktu. Onlar vahşilerdi. | Open Subtitles | أبي لم يكن لديه خيار لقد كانوا همجيين |
Böyle olsun istemedi. Ama başka seçeneği yoktu. | Open Subtitles | لم يكن يرغب بذلك، لكن لم يكن لديه خيار |
Başka bir seçeneği yoktu. Burası güvenli değil. | Open Subtitles | لم يكن لديه خيار المكان ليس آمناً هنا |
Her şeyi göz önüne alırsak onun bir seçeneği yoktu. | Open Subtitles | رتب الأمر كله لم يكن لديه خيار |
Başka seçeneği yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لديه خيار آخر. |
- Gerçekten başka seçeneği yoktu. | Open Subtitles | لم يكن يملك خياراً آخر حقّاً |
Başka seçeneği yoktu. Jenny ile gidemezdi. | Open Subtitles | لم يكن لديها خيار لم تستطع الذهاب مع " جيني " |
Onu rahat bırak! Başka seçeneği yoktu! | Open Subtitles | دعها و شأنها لم يكن لديها خيار |