Ama bu listem içindi, bu yüzden vazgeçmek bir seçenek değildi. | Open Subtitles | لكنها كانت القائمة والاستسلام لم يكن خياراً |
Ama düşünüyorum da, ...gerçekten sevdiği tek kişi babamdı, ...ve o bir seçenek değildi, ...çok sevilmiş biri olmasına gerçekten mutlu oldum. | Open Subtitles | ولكن, أعتقد نوعاً ما أن أبي هو من كانت تكنّ له الحب الحقيقي. وهو لم يكن خياراً. لذا, أنا سعيدة جداً من أنها أُحِبت. |
Evi aramak benim için bir seçenek değildi. | Open Subtitles | الاتصال بالوطن لم يكن خياراً لي لم لا؟ |
Bu gerçekten de onlar için bir seçenek değildi. | Open Subtitles | لم يكن خياراً مطروحاً لديهم |
Dediğim gibi, seni kaybetmek bir seçenek değildi. | Open Subtitles | مثلما قُلت، فقدانكِ لم يكن خيار |
Tekrar ediyorum, bu bir seçenek değildi. | Open Subtitles | مره أخرى , لم يكن خيار ؟ |
Bu bir seçenek değildi. | Open Subtitles | ذلك لم يكن خياراً |
Çünkü bu bir seçenek değildi. | Open Subtitles | لأنه لم يكن خياراً لك |
- Olokun'u öldürmek bir seçenek değildi. | Open Subtitles | -مساعدة (أولوكان) لم يكن خياراً |