ve kendi elleriyle seçtiği bir grup yerli Aborijin vardı. | TED | و اختار فريق مكون من السكان الأصليين المحليين للعمل عل هذا المشروع |
Ailesinin onun için seçtiği biriyle evlendi, bu adam onu sürekli dövüp tecavüz ettiği hâlde. | TED | تزوجت رجلًا اختاره لها والداها، على الرغم من أنه كان يضربها ويغتصبها باستمرار. |
Kilit sonuçlarını nasıl seçtiği konusunda çok dikkatliydi. | TED | كان عميق التفكير تجاه كيفية اختيار النتائج، |
Şifre annenin seçtiği bir şey olmalı. | Open Subtitles | والدتك صممت الخزنة لذا الشفرة هى شئ اختارته |
Mahkumun son yemek olarak patates püreli biftek seçtiği bilgisi geldi. | Open Subtitles | ـ قيل لنا بأن المحكوم إختار آخر وجبة له ـ ستيك مشوي و بطاطا مهروسة |
Ama onun zaafı, aslında pek çok hikaye ile, hem yücelmiş hem de aciz kalmış zihni ve kendisi olabilmek için seçtiği yoldu. | Open Subtitles | لكن حقيقة توقفه انه تكبل بعقل سام اصابه بالشلل في الكثير من القصص والطريق الذي إختاره لنفسه هو أن يصبح وحيدا |
Kullarını planlarına uysun diye seçiyor ve sürüden kulunu seçtiği zaman yeteneklerle donattığı zaman, onları dünya'ya gömmek büyük bir günah. | Open Subtitles | يختار خدمه ليلائموا خطته وعندما يختار خادمه من الناس ويمنحه المواهب، |
Henri'nin seçtiği her şey kusursuzdur. Kentteki en iyi şarap mahzenine sahip. | Open Subtitles | صدقنى,أى شئ يختاره هنرى يكون رائع لقد حصل على افضل نبيذ معتق بالبلدة |
seçtiği tarihler muhtemelen kızıyla ilgili tarihler. | Open Subtitles | تتطابق التواريخ التي يختارها على الأغلب مع حدث يشمل ابنته |
Karşılaştığı şiddet dolu durumda Lindsey'nin duygusal tepkisi ve seçtiği sözcükler, bize şunu düşündürüyor... | Open Subtitles | الكلمات التي اختارت ان تقولها في موقف عنيف بقدر التي واجهته يشير بقوة |
Joo Won'un seçtiği kadın olduğu için çok iyi biri olmalı. | Open Subtitles | بما أن كيم جو أختارها فلا بد أن تكون فتاة جيدة |
Onu bırakmak için seçtiği yerin garipliğinin ve uygunsuz olduğunun farkına vardı. | Open Subtitles | أدرك أن المكان غير ملائم له بطريقة غريبة وغير منطقية لقد اختار أن يهجرها |
Diğerlerinin aldırmamayı seçtiği tavsiyeniz neydi sorabilir miyim? | Open Subtitles | هل لي أن أسأل أي نصيحة اختار الآخرون تجاهلها؟ |
Daha dar bir bakış açısıyla savaşmayı seçtiği mücadeleyi kazandı. | Open Subtitles | وجهة نظر أقل خيرية تقول بأنه ربح المعركة التي اختار أن يخوض فيها |
Sabahın erken saatlerinde yolculuklarını tamamlamış ve Juan Antonio'nun onlar için seçtiği otele gelmişlerdi. | Open Subtitles | عند الصباح كانهوا قد وصلوا لمقصدهم و دخلوا لفندق كان قد اختاره خوان انطونيو |
Bu yüzden, ailenin seçtiği genç bir adamla olan buluşmanda işlerin pekte tıkırında gitmediğini düşünüyorum. | Open Subtitles | لذلك اعتقد انك قابلت ذلك الشاب الذي اختاره والديك لم تسر الامور بنجاح |
D'Amato'nun bu taktiği neden seçtiği merak konusu J-man koşarken kendi karar vermek istiyor. | Open Subtitles | تتساءلون لماذا يطلب داماتو هذه اللعبة.. بينما جي يحب اختيار.. موقعه اثناء ركضه |
Tronjeli Hagen tanrıların seçtiği kaderi gör. | Open Subtitles | هيغين ابن ترونجي واجه القدر الذي اختارته الآلهة |
Bu dükkân, kurbanlarını seçtiği yer olmalı. | Open Subtitles | لابدّ أنّ ذلك المتجر نقطة البداية حيث إختار فيه ضحاياه. |
Şimdiyse Sasuke-kun'un seçtiği yolun sonunu merak ediyorum. | Open Subtitles | أنا فقط ينتابُني الفضول بالطريق المختلف الذي إختاره ساسكي |
Bu tuhaf günü; Birleşik Devletler Başkanını tek bir Amerikan vatandaşının seçtiği günü kimse unutmayacak. | Open Subtitles | في هذا اليوم الغريب لن ينسى أحد أن مواطناً أمريكيا واحداً سوف يختار الرئيس المقبل لأمريكا |
Ayrıca, kendi seçtiği istikamete doğru güvenli bir yolculuk da temin etmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | كما لابد أن نوفر له وسيلة انتقال امنة إلى المكان الذي يختاره |
Annenin seçtiği şekilde veya kocanın yaşadığı şekilde yaşarsın. | Open Subtitles | تعيشين الحياة التي تختارها لك أمكِ، أو يختارها زوجك. |
Başka okul seçtiği için kin mi tutuyorsun ona? | Open Subtitles | إذن فأنتَ غاضب طوال الوقت، لأنّها اختارت كلية مختلفة؟ |
sadece anne ve babalarının onlar için seçtiği okula giderler. | TED | انهم فقط يحصلون على المدرسة التي أختارها لهم الآباء. |
Size ne söyleyeceğim bilmiyorum. seçtiği oyuncak bu. | Open Subtitles | لا أعرف بم أخبركما إنها اللعبة التي إختارها |
Annem, satış elemanının onun için seçtiği kıyafetleri görünce daha da kötü oldu. | Open Subtitles | "لم تزدد الأمور سوءاً لأمّي إلاّ عندما رأت الملابس التي اختارها الموظف لها" |
Bu DVD Kaderin Kılıcının benim için seçtiği kader. | Open Subtitles | الأسطوانة هي القدر الذي أختاره السيف من أجلي |
Daha aşağısında, Reeves'in seçtiği yerde yeni bir köprü yapımı için hemfikiriz. | Open Subtitles | فلابد أن نبنى جسر جديد فى الموقع المختار من الرائد ريفز أربعمائة متر من مصب النهر |