Ike Clanton ile bir anlaşmazlığım ya da onu tutuklamak için bir sebebim yok. | Open Subtitles | لم تكن لدى مشكلة مع أيك كلانتون و لا سبب لدى لاعتقاله |
Çünkü insanlar öyle diyor ve onlara inanmamak için hiçbir sebebim yok. | Open Subtitles | لأن النـاس يخبروننـي بذلك و لا سبب يدعونـي لعدم تصديقهم |
Buraya kadar geldiğime göre, artık düşmanın olmak için bir sebebim yok. | Open Subtitles | ، الآن بعد جئت لهذا الحد ليس لدي سبب لأن أكون عدوك |
Evet, biliyorum, vaskülit olması için bir sebebim yok. | Open Subtitles | نعم، أعلم ليس لدي سبب لأفكر في التهاب الأوعية |
Yani çalışmak için bir sebebim yok. | Open Subtitles | هل مستوعب بأنني لا أملك سبباً للعمل الآن |
Mutsuz olmak için bir sebebim yok. Sağlığım yerinde. | Open Subtitles | ليس لدي اي سبب لكي اكون تعيساً صحتي جيده |
Buraya tekrar gelmek için fazla bir sebebim yok. | Open Subtitles | حسناً ليس لدي سبباً مقنعاً للعودة إلي هنا بعد الآن |
Kalmak için hiçbir sebebim yok. | Open Subtitles | ليس لديّ سبب لكي أبقى هنا |
Yani görüyorsun ona zarar vermek için bir sebebim yok. | Open Subtitles | لذا كما ترى ,لا سبب عندي ,لأذيته |
Bu evde yaşamaya devam etmek için bir sebebim yok artık. | Open Subtitles | لا سبب لأستمر في العيش في هذا المنزل . |
Kalmak için hiçbir sebebim yok. | Open Subtitles | لا سبب يدعوني للبقاء |
Hiçbir sebebim yok. | Open Subtitles | لا سبب على الإطلاق |
Sana yalan soylemek icin bir sebebim yok. Beni ifsa ettin zaten. | Open Subtitles | لا يوجد لدي سبب لأكذب عليك، فلقد .أمسكتي بالجرم المشهود فعلاً |
Haklısın. Sana güvenmek ya da yardım etmek için hiçbir sebebim yok. | Open Subtitles | أنت على حق ليس لدي سبب لأثق بك أو أساعدك |
Yerel haberlerde spikerlik yapamıyorsam yaşamak için bir sebebim yok demektir. | Open Subtitles | إذا لم أستطع تقديم الأخبار المحلية ليس لدي سبب لأعيش |
Öldüğüne inanmam için sebebim yok ama ölmediğine inanmam için de sebebim yok. | Open Subtitles | لا يوجد لدي سبب لقول ذلك ولكن لا يوجد لدي سبب لعدم قول ذلك |
Kız kardeşinin, bana ya da amaca karşı bağlılığından şüphe etmem için bir sebebim yok. | Open Subtitles | لا أملك سبباً للتشكيك في إخلاص شقيقتك لي وللقضية. |
- Aksi için bir sebebim yok. | Open Subtitles | لا أملك سبباً لأن لا أثق به |
Ben Struensee'nin dostuyum. Yalan söylemek için sebebim yok. | Open Subtitles | .(انا صديق (ستورنسي - ليس لدي اي سبب يجعلني اكذب - |
Buraya tekrar gelmek için fazla bir sebebim yok. | Open Subtitles | حسناً ليس لدي سبباً مقنعاً للعودة إلي هنا بعد الآن |
Sana kızgın olmak için hiç "bi" sebebim yok. | Open Subtitles | ... ليس لديّ سبب أن أكون غاضبة عليك |