Sepetin içinde kurabiyeler vardı ve bunların yasadışı bir uyuşturucuya bulaşmış olabileceğine inanmak için sebeplerimiz var. | Open Subtitles | نعم حسناً , كان هناك كعك في داخلها ولدينا أسبابنا لنعتقد , أن بها مخدر غير شرعي |
Affedin Yüzbaşı ancak bu kadının bugün erken vakitte bir kaçma girişimine dahil olduğuna inanmak için sebeplerimiz var. | Open Subtitles | أستمحيك عذراً أيها الكابتن ولكن لدينا أسبابنا حيث أن هذه المرأه كانت تحاول ترتيب محاولة هروب |
Iron man: İntikamcılar'ı dağıtmak için geçerli sebeplerimiz vardı. Bazıları eminim aklındadır. | Open Subtitles | كانت لدينا أسبابنا لتفكيك المنتقمين |
Ama birinin hayatının tehlikede olduğunu sanacak sebeplerimiz var. | Open Subtitles | لكننا نملك سبباً يجعلنا نعتقد بأنّ هناك حياة معرضة للخطر . أليس كذلك ؟ |
O evde bazı iğrenç şeyler olduğuna inanacak bazı sebeplerimiz var. | Open Subtitles | لدينا سبب يدفعنا للاعتقاد بأن هناك شئ سيئ كان يجري هناك |
Kocanızın boşanma sürecinde sizden para sakladığını düşündürecek sebeplerimiz var. | Open Subtitles | نملك سبباً يدعونا للإعتقاد بأنّ زوجكِ السابق قد أخفى نقوداً عنكِ |
Bay Dean'i sorgulamak için kendi sebeplerimiz var. | Open Subtitles | نحن لدينا أسبابنا لاستجواب السيد دين |
Kendimizce sebeplerimiz vardı. | Open Subtitles | نعم بشكل جيد، وكان لدينا أسبابنا. |
Burada olmak için bizimde sebeplerimiz var, ve kendi kararlarımızı almak için yeterince büyüğüz. | Open Subtitles | -لدينا أسبابنا هنا، ونحن ناضجون لحسم قرارتنا |
sebeplerimiz vardı. | Open Subtitles | لقد كان لدينا أسبابنا |
Ayrı kalmak için kendimize göre sebeplerimiz var. | Open Subtitles | لدينا أسبابنا في الأنفصال. |
Kendimize göre sebeplerimiz vardı. | Open Subtitles | كان لنا أسبابنا. |
sebeplerimiz vardı. | Open Subtitles | و لدينا أسبابنا... |
Ve kızınız Alice'in bir şeyler bildiğine dair sebeplerimiz var. | Open Subtitles | نملك سبباً يدعونا للاعتقاد أن ابنتك (آليس) تعرف شيئاً عن الأمر |
Cindy'le aranızın limoni olduğuna inanmak için sebeplerimiz var. Ne? | Open Subtitles | لدينا سبب يدفعنا للإعتقاد أنك و (سيندي) كنتم على خلاف |