- O kısmı bilmiyorum. Bir seferliğine o kısmı sen söyleyebilir misin? | Open Subtitles | في الواقع، هذا الجزء الذي لا أعرفه هلا أخبرتني بالاجابة لمرة واحدة؟ |
- O kısmı bilmiyorum. Bir seferliğine o kısmı sen söyleyebilir misin? | Open Subtitles | في الواقع، هذا الجزء الذي لا أعرفه هلا أخبرتني بالاجابة لمرة واحدة؟ |
Ve belki de hükümet bir seferliğine de olsa kendisinin önünde hareket ediyor. | TED | لمرة واحدة, ربما, نجد الحكومة بمفردها في المُقَدِّمَةِ. |
O yüzden bu seferliğine bu yaptığını unutacağım. Sana barış için bir hediye getirdim. | Open Subtitles | انس ما حدث هذه المرّة فحسب ها أنا أقدم عرضٍ للسلام |
Bizi bu seferliğine affedebilir misiniz? | Open Subtitles | لكن هل تسامحينا هذه المره فقط ؟ |
Sadece bir seferliğine! | Open Subtitles | بربكَ، فقط لمرّة واحدة |
Neden bir seferliğine bana bir erkek gibi davranmıyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا يمكنك علاج لي وكأنه رجل، لمرة واحدة؟ |
Eğer bir seferliğine izin verirseniz çok minnettar kalırım. | Open Subtitles | فسأقوم بفتحه لمرة واحدة وسأكون ممتنا جدا لذلك |
Merak etme, bir seferliğine. Gelecek hafta gemileri gidiyor. | Open Subtitles | عزيزي لا تقلق انها لمرة واحدة وسيرحلون الاسبوع القادم |
Ama bir seferliğine bu gücü, size yapılmayan yardımı Ellie'ye yapmak için kullanabilirsiniz. | Open Subtitles | لكن لمرة واحدة تستطيع أن تختار ما تفعله بتلك السلطة لتفعل لأيلي ما كان يفترض عليك أن يفعل لك |
Bu yüzden bu tek seferliğine geçerli olan teslim olma şartlarını sunmaya geldim ki başınız derde girmesin. | Open Subtitles | لهذا السبب أنا هنا مع عرضي لمرة واحدة ولن يكرر. إستسلام غير مشروط الآن وسأدعكم تذهبون. |
Ben sadece bir seferliğine, kazanan takımda olmak istiyorum. | Open Subtitles | أنا فقط وددت أن أكون في فريق الرابحين ولو لمرة واحدة |
Hayatında bir seferliğine sana söyleneni yapar mısın? | Open Subtitles | لمرة واحدة واحدة في حياتك هلا فعلت فقط ما يطلب منك |
Kutlama için buradayız, sadece bir seferliğine de olsa iyi geçinin. | Open Subtitles | نحن نحتفل هنا، عليكم أن، تكونوا لطفاء ولو لمرة واحدة |
Yapabileceğin orada oturmak ve bir seferliğine senin için yemek pişirmemize izin vermen. | Open Subtitles | ما تستطيع فعله , بأمانة , هو أنت تجلس هنا , تضعنا نطبخ ولو لمرة |
Bak, bu seferliğine doğruyu söylemiş olabilirler. Bu onların güvenilir oldukları anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | ربّما قالتا الحقيقة هذه المرّة لكنْ هذا لا يعني أنّهما محطّ ثقة |
Ama bu seferliğine bu paraya ihtiyacım var, tamam mı? Sen ve Tanrı şahidim olsun ki o parayı kibarca isteyeceğim. | Open Subtitles | هذه المرّة فقط، أحتاج استعادة مالي |
Belki bir seferliğine de olsa telafi etmemin bir yolu vardır. | Open Subtitles | ربما، كان مبالغاً في الأمر هذه المرّة |
Lütfen, Tanrım... bir seferliğine! | Open Subtitles | .... من فضلك يا إلهى هذه المره فقط |
Lütfen, Tanrım... bir seferliğine! | Open Subtitles | .... من فضلك يا إلهى هذه المره فقط |
Bir seferliğine problem çıkmasın. | Open Subtitles | كن صحيحًا ولو لمرّة واحدة. |