Dozajı aşmayın Eğer semptomlar sürerse bir doktora görünün. | Open Subtitles | لا تتجاوز الجرعة المحددة لو استمرت الاعراض فاعرض نفسك على طبيب |
Bütün semptomlar vardı ama hastalık yoktu. | Open Subtitles | دعني اخبرك لقد كانت لديك كل الاعراض ولكن لم يكن لديك المرض |
Eğer semptomlar devam ederse ikinci bir görüş için bir uzmana görünmeniz gerekecektir. | Open Subtitles | إذا أستمرت الأعراض سيتوجّب عليكِ رؤية متخصّص أخر لأجل الحصول على رأي ثانٍ |
Onun için semptomlar dini temelli hayaller olarak ortaya çıktı. | Open Subtitles | بالنسبة لها. الأعراض تجسدت في صورة أوهام مستندة إلى الدين |
Tamam, sağol, görüşürüz. - Ee, semptomlar nedir? - Hiçbir fikrim yok. | Open Subtitles | اوكي, شكرا , الى اللقاء اذن, أه , ما هي أعراضه ؟ |
Hastaların bazıları, ölmeden biraz önce benzer semptomlar gösterdi. | Open Subtitles | بعض المرضى الآخرين اظهروا نفس الاعراض قبل موتهم بقليل |
Fakat hala nöral semptomlar konusunda haklı olduğumu düşünüyorum. | Open Subtitles | تستبعد التهاب الدماغ لكن ما زلت اظن انني محق بشأن الاعراض الكلوية |
Nörolojik semptomlar ve kızarıklığın ikisi de altta yatan bir hastalığın bulgusu. | Open Subtitles | الاعراض العصبية و الطفح كانا دلائل على مرض كامن |
Yani semptomlar kötüleşene dek fena bir koca değildi. | Open Subtitles | أقصد.. كان زوجًا لا بأس به إلى أن بدأت الاعراض بالازدياد سوءًا |
Bu tabii ki bilişsel semptomlar ya da baş ağrıları için mucize bir tedavi değildi. | TED | بالمقابل لم تكن معجزة لشفاء الصداع أو الأعراض الذهنية |
Şu anda sahip olduğumuz araçlar beyindeki bu değişiklikleri, semptomlar ortaya çıkmadan çok önce, daha erken tespit etmemize izin veriyor. | TED | الأدوات التي لدينا تمكننا من إكتشاف تلك التغيرات الدماغية بشكلٍ مبكر، قبل ظهور الأعراض. |
Ve bu semptomlar genelde depresyon belirtileri olarak gözden kaçırılır. | TED | وهذه الأعراض غالبا ما يتم تجاهلها كأعراض لمرض الاكتئاب. |
Çoğu insanda hormon seviyesi dengelenince bu semptomlar birkaç gün ila iki hafta içinde kaybolur. | TED | عند معظم الناس، هذه الأعراض تختفي في غضون بضعة أيام إلى أسبوعيَن كما تستقر مستويات الهرمون لديهم. |
semptomlar kötüleşiyor, yani tümörler büyüyor. | Open Subtitles | أعراضه تزداد سوءاً مما يعني أن الأورام تكبر |
Damarlarla ilgili bir sorun olsaydı semptomlar uzun zaman önce görülürdü. | Open Subtitles | إن كانت هناك مشكلة وعائيّة لظهرت أعراضه منذ وقتٍ طويل |
semptomlar yüksek ateşli bir koma durumu olarak ortaya çıkar. | Open Subtitles | أعراضه تشبه الغيبوبة مع وجود حمى مرتفعة للغاية |
semptomlar oldu da bize söylemekte kararsız mı kaldın diye merak ediyorum. | Open Subtitles | اتسائل فقط لو أن هنا اعراض معينة لا تحب التحدث عنها |
semptomlar karnında bir sorun olduğunu gösteriyor ama alt tarafta ağrı olduğunu göz önüne alırsak bağırsak tümörü olabilir. | Open Subtitles | أعراضك تدل على.. أن هناك شيء في معدتك. و لكن ألمك يدل على أنه بالأسفل. |
-Bunlar halledebilecegim semptomlar... | Open Subtitles | والغثيان والإغماء، هذه أعراض يمكنني التعايش معها مرحباً؟ |
Bu yüzden hastalıkları semptomlar belli olmadan çok önce, erken safhada belirlemek için yeni yollara duyulan ihtiyaç gittikçe artıyor. | TED | وبسبب ذلك تشكلت لدينا حاجة ملحّة لأساليب جديدة للكشف عن المرض بمراحل مبكرة قبل ظهور أي أعراض |
Anemi, bradikardi ve karın ağrısı psikolojik semptomlar değiller. | Open Subtitles | لكنّ فقر الدم، وتباطؤ القلب، والألم البطني ليست أعراضاً نفسية |
Belirli bir mesafede beklemen gerekirdi. Yeni semptomlar. Baştan başla. | Open Subtitles | كان من المفترضِ أن تحافظي على مسافةٍ معتبرة أعراضٌ جديدة، تابعوا اللعب |