Çözecek bir şey yok lanet olası, sen olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لا يوجد شيء لتسويته أيها السافل انا أعرف أنه أنت! |
- sen olduğunu biliyorum ve bunu oldukça pahalıya ödeyeceksin. | Open Subtitles | أعرف أنه أنت وستدفع ثمن ذلك غالياً |
Ama bunun önündeki tek engelin sen olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لكني أعلم أنك أنت الوحيد الذي يعترض طريق تحقيق ذلك |
Artık bu işin beyninin sen olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | الآن , أعلم أنكِ العقل المدبر في هذه العملية |
sen olduğunu biliyorum! | Open Subtitles | اعرف بأنه أنت |
Gerçek Jordan Hester'in sen olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلمُ أنّكَ (جوردان هستر) الحقيقيّ. |
Evimi yakanın sen olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنك من حرق منزلي. فلا تتكبدي عناء إنكار ذلك. |
- Çok şanslı bir kadın olmalısın Colette çünkü Gloria'nın sırtında o sandalyeyi kıranın sen olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | إنك امرأة محظوظة للغاية سيدة "كوليت"؟ لأنني أعلم أنه أنت من قام بكسر الكرسي على ظهر "جلوريا |
sen olduğunu biliyorum. Alçın var. | Open Subtitles | أعرف أنه أنتي, أنتي ترتدين تجبيرة |
Cristina'yı ikna edenin sen olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | كنت أعرف أنه أنتِ من أقنع (كريستينا) |
sen olduğunu biliyorum tamam mı? Senin yaptığını biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنه أنت أعرف أنك فعلت هذا |
Stooge, sen olduğunu biliyorum, adamım. | Open Subtitles | ستوج، أنا أعرف أنه أنت يا رجل |
- Hey, benim. - sen olduğunu biliyorum. Ödümü patlattın. | Open Subtitles | -هاى أنه أنا أنا أعرف أنه أنت. |
Onun başlattığını bitirme şansım var ve bunun önündeki tek engelin sen olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | و قد سنحت لي الفرصة لإتمام ما بدأه, لكني أعلم أنك أنت الوحيد, الذي يعترض طريق تحقيق ذلك |
Bay Duggan cinayetini işleyenin sen olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | (أعلم أنك أنت من قتل السيد (دوغين |
Annemi hapse atan kişinin sen olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنكِ الشخص الذي تسبب في وضع أمي بالسجن |
sen olduğunu biliyorum! | Open Subtitles | اعرف بأنه أنت |
Gerçek Jordan Hester'in sen olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلمُ أنّكَ (جوردان هستر) الحقيقيّ. |
Bunu yapanın sen olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنك من فعل هذا. |
sen olduğunu biliyorum. Konuş. | Open Subtitles | أعلم أنه أنت, تحدث |
sen olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنه أنتي |
Melanie, sen olduğunu biliyorum. Hayır, bilmiyorsun. | Open Subtitles | ميلانى)، أعرف أنه أنتِ) - لا، لا تعرف - |
sen olduğunu biliyorum. sen olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لقد عرفت بأنه انت عرفت بأنه انت |
Bak, dün gece bodrumdaki kişinin sen olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعلم أنه كان أنت الموجود البارحه في القبو |
Michael, sen olduğunu biliyorum. Sesini tanıyorum. - Pekala. | Open Subtitles | مايكل , أنا أعلم أنّه أنت أعرف صوتك |
Bay Chance geceleri beni takip edenin sen olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | سيد تشانس اعلم انه انت الذي كان يتتبعني للمنزل في هذه الليلة |