Sen yalnızca memurlarımdan birinin vurulmasına neden olan bir keşsin. | Open Subtitles | أنت مجرد مدمن قد تسبب بإصابة أحد رجالي .. |
Sen yalnızca çek defteri ile bir odada oturan adamsın. | Open Subtitles | أنت مجرد رجل في غرفة مع دفتر شيكات ، أنا آسفة |
Sen yalnızca Yaratılış'ın görkeminden geçip giden bir tutam tozsun. | Open Subtitles | أنت مجرد حفنة من الرماد مارًا بمجد الخلق |
Seni hiç sevemem, çünkü Sen yalnızca kendini seviyorsun. | Open Subtitles | يستحيل عليّ أن أحبكَ لأنك لا تحب أحداً سواك. |
Anlatmaya çalıştığım bu, Sen yalnızca bir tek şey değilsin. | Open Subtitles | ،أرأيت، ذلك ما أحاول قوله أنّك لست ذلك الرجل فقط |
Sen yalnızca bir lise öğrencisisin. | Open Subtitles | أنت مجرد طالب ثانوى .. و اخاك |
Sen yalnızca yaşIı, yalnız bir adamsın. - Sen busun işte. | Open Subtitles | حسنا فرانك,أنت مجرد عجوز وحيد |
- Fakat Sen yalnızca kötü bir sürtüksün. | Open Subtitles | -لكن حاليا أنت مجرد كلبة سيئة . |
Seni hiç sevemem, çünkü Sen yalnızca kendini seviyorsun. | Open Subtitles | يستحيل عليّ أن أحبكَ لأنك لا تحب أحداً سواك. |
Çünkü biliyorsun, Sen yalnızca bu değilsin. | Open Subtitles | لأنّ كما تعلم، لأنّك لست ذلك الرجل فقط |