Senatör'ün bir Mercedes'i vardı. Yabancı araba: | Open Subtitles | أصدقاء السيناتور أخبروه بأن سيارة المرسيدس كانت سيئة للسياسة |
Sayın Başkan, Senatör'ün 30 saniye daha süresi var. Efendim, lütfen. | Open Subtitles | سيدى الرئيس, السيناتور مازال أمامه 30 ثانية سيدى, من فضلك |
Tüm samimiyetimle söylüyorum ki, Senatör'ün suçlamaları yersizdir. | Open Subtitles | يمكننى أن أخبركم بثقة تامة أن إتهام السيناتور زائف |
Sanırım bu, Senatör'ün meseleleri adam gibi ele almaktan kaçmak için kullandığı bir yöntem. | Open Subtitles | وأننى أعتقد أنها طريقة السيناتور ليتحاشى المشاكل الراهنة |
Ama Senatör'ün gelişi bir merhamet jestiyle taçlandırılmalı. | Open Subtitles | لكن زيارة السناتور يجب أن تكون بادرة جيدة |
Kayıtlara geçmesi için, Senatör'ün suçlamalarının üzerinden özetle geçelim. | Open Subtitles | للسجلات، دعونا نستعرض سريعاً بعض إتهامات السيناتور |
Yani Senatör'ün iki kişiyi öldürdüğünü mü düşünüyorsun? | Open Subtitles | هل تفكر الآن بان السيناتور قد قتل شخصين؟ |
Bir sorunumuz daha var, Senatör'ün cesedini ne yapacağız? | Open Subtitles | .حول ما ينبغي فعله مع جثة السيناتور أجل وسنجلبه الي هنا |
Meksika uyuşturucu ticareti Senatör'ün kampanyasını finanse ediyor. | Open Subtitles | هذا هو المكسيكي تاجر المخدرات الذي يقوم بتمويل حملة السيناتور |
Şebeke, Senatör'ün sınır askerlerini seni öldürtmek için gönderdiğini söylüyor. | Open Subtitles | الشبكة قالت ان السيناتور قد جمع دورياته لقتلك |
Meksika uyuşturucu ticareti Senatör'ün kampanyasını finanse ediyor. | Open Subtitles | هذا هو المكسيكي تاجر المخدرات الذي يقوم بتمويل حملة السيناتور |
Şebeke, Senatör'ün sınır askerlerini seni öldürtmek için gönderdiğini söylüyor. | Open Subtitles | الشبكة قالت ان السيناتور قد جمع دورياته لقتلك |
Senatör'ün hayatını kurtardın. Seni eve götürmeye geldim. | Open Subtitles | لقد أتقذتِ حياة السيناتور وجئتُ لأُعيدُكِ إلى البيت |
Senatör'ün bu konuşmayı bağlamasına sevindim. | Open Subtitles | سعيدٌ لمقدرة السيناتور بتسيير أمر هذا المكالمة |
Senatör'ün bir ailesi olmadığından, ...aile konusuna yoğunlaşmalısınız. | Open Subtitles | على ضوء افتقار السيناتور لهذا إذاً ما تقصده أنه ليس لديك أي فكرة ؟ |
Bu, Senatör'ün oğlunu o görüntülere neden koyduğunu açıklayacak. | Open Subtitles | سيفسر ذلك سبب خوضه كل هذا العناء لتوريط إبن السيناتور |
Senatör'ün masasının altında bunlardan dört tane buldum. | Open Subtitles | لقد وجدت أربعة من هذه تحت مكتب السيناتور |
Senatör'ün yeni gündeminden pek hoşnut olmadıkları konuşuluyor. | Open Subtitles | كان هناك أحاديث عن أن جيش التحرير الصينى ليسوا راضين عن جدول أعمال السيناتور الجديد |
Ama Senatör'ün gelişi bir merhamet jestiyle taçlandırılmalı. | Open Subtitles | لكن زيارة السناتور يجب أن تكون بادرة جيدة |
Senatör'ün tekrar seçilmesine yardım edin demiştim... | Open Subtitles | لقد اعطيت مساهمتي لاعادة انتخاب السناتور |
Senatör'ün tekrar seçilmesine yardım edin demiştim... | Open Subtitles | لقد اعطيت مساهمتي لاعادة انتخاب السناتور |