Bak Seni korkutmaya çalışmıyorum ben.. | Open Subtitles | اسمعي، أنا لا أحاول إخافتكِ .. أنا فقط أريد أن أتحدث فحسب |
Seni korkutmaya mı çalışıyor? İşe yarıyor mu? | Open Subtitles | هل تحاول إخافتكِ ، وهل نجحت بذلك ؟ |
Seni korkutmaya çalışıyor. | Open Subtitles | إنه يحاول إخافتكِ |
Affedersin. Ben, şey Seni korkutmaya veya takip etmeye falan çalışmıyordum. | Open Subtitles | آسفة، لم أكُن أحاول إخافتك أو ترصّدكَ، أو ما غير ذلك |
Bak, artık Seni korkutmaya çalışmıyorum. | Open Subtitles | لعلّك محقّ والآن، اسمع، لن أحاول إخافتك بعد الآن |
Sadece Seni korkutmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | كنتُ أحاول إخافتكَ فقط |
Biliyorum ama ya biz, ya kamu avukatı diyerek Seni korkutmaya çalışıyorlar ve bedavaya çalışacak saygıdeğer hukuk firmaları var. | Open Subtitles | اعلم انهم يحاولون فقط اخافتك بقولهم اما هم واما محام دفاع عام |
Annen yalnızca, Seni korkutmaya çalışmış. | Open Subtitles | إنّها أمّكِ تحاول إخافتكِ |
Seni korkutmaya çalışıyorum zaten. | Open Subtitles | إنّي أحاول إخافتكِ. |
Seni korkutmaya çalışıyor. | Open Subtitles | إنّها تحاول إخافتكِ. |
- Sadece Seni korkutmaya çalışıyor. | Open Subtitles | -إنه يحاول إخافتكِ . |
Çocuklar Seni korkutmaya çalışıyor. İşleri bu. | Open Subtitles | الرفاق يحاولون إخافتك فحسب إنهم يعيشون لأجل ذلك |
İntikam toz denir. Sadece Seni korkutmaya çalışıyor. | Open Subtitles | أجل هذا جزء من رد الدين شخص يحاول إخافتك فقط, ستكون بخير |
Seni korkutmaya çalışmıyorum ama bizim gibi yaşamak bazen zor oluyor. | Open Subtitles | لا أقصد إخافتك يا ابنتي لكن... الحياة على حالنا شاقة أحيانًا |
- Seni korkutmaya çalışmıyoruz ama erken safhalarda bile ölüm oranı- | Open Subtitles | لسنا نحاول إخافتك لكن حتّى في المراحل الباكرة معدّل الوفاة... |
Kaltak Seni korkutmaya çalışıyor hepsi bu. | Open Subtitles | هذه الحقيرة تحاول إخافتك ليس إلا |
Richardson Seni korkutmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | إن (ريتشاردسون) كان يحاول إخافتكَ |
Polislerin Seni korkutmaya çalışırken yaptığı bir şeydir | Open Subtitles | اذا عند الشرطة شيئا فهم يحاولون اخافتك |