Bu akşam aramızda bir şeyler olacaksa senin evine gidelim. | Open Subtitles | أن تقدم الأمر أكثر الليلة، سيتوجب علينا العودة إلى منزلك. |
senin evine geldim, senden ayrilmanin bir hata oldugunu düsündüm. | Open Subtitles | لقد جئت إلى منزلك معتقداً أنني أرتكبت خطأ بالإنفصال عنك |
Fakat bilirsin Bob, eğer Hammond senin evine davetle geldiyse bu, jürinin kafasındaki pek çok şeyi değiştirebilir. | Open Subtitles | ألا ترى ان هذا ربما يغير دوافع جيدة فى عقول المحلفين لو كان هاموند قد اتى لمنزلك بناءا على دعوة |
Bunları toplayıp senin evine gidebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا جمع كل هذه الأشياء والذهاب لشقتك أنهم يعملون فيها أنها فوضى |
Bu akşam senin evine gelip sana yemek pişirmeme ne dersin? | Open Subtitles | ما رأيك ان اذهب الليلة الى منزلك و أعد لك العشاء |
Ben senin evine aşırı doz almış bir karı getirirsem iğneyi ben vururum. | Open Subtitles | عندما احضر عاهرة بجرعة زائدة إلى بيتك عندئذ انا سأعطيها الحقنة |
Babasından saklanmak için senin evine gittiğini söyledi. | Open Subtitles | قالت أنها ذهبت إلى بيتكِ للإختباء عن والدها. |
senin evine gelirim ben. Sekizde orada olurum, tamam mı? | Open Subtitles | سأتمشى إلى منزلك في تمام الثامنة، إتفقنا؟ |
Noel'de senin evine geldiğinde olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | تقول أنك مارست معها الحب فى عيد الميلاد حينما جاءت إلى منزلك. |
senin evine doğru gidiyoruz, eğer sorun yoksa. | Open Subtitles | نحن فى طريقنا إلى منزلك إذا لم يكن هناك مشكلة فى ذلك |
- Onları senin evine davet edecem. - Ve bana sesini yükseltmeyeceksin. Bu partinin sağlayacağı olumlu etkiyi düşündükçe ve bu durumun beni nasıl memnun edeceğini düşündükçe heyecandan boğulacak gibi oluyorum. | Open Subtitles | وسأدعوهم إلى منزلك لا ترفع صوتك عليّ عندما أفكر حول التأثير الإيجابي |
Şimdi senin evine gidiyoruz. Senin telefon numaranı verdim. | Open Subtitles | نحن ذاهبون لمنزلك الآن، أعطيتهم رقم هاتفك |
Buradan çekip senin evine gitmenin zamanı geldi. | Open Subtitles | أعتقد أن الوقت قد حان لكي نترك الحفل ونذهب لمنزلك, ما رأيك؟ |
Belki ah, senin evine gideriz. Bir veda içkisi içeriz. | Open Subtitles | ،يمكننا الذهاب لمنزلك أليس لديك طاقية نوم؟ |
Ben de senin evine taşınırım, sen Tom'la yaşarsın. | Open Subtitles | حينها سأنتقل لشقتك , و بإمكانك الإنتقال إلى هنا للعيش مع توم |
Ben de senin evine taşınırım, sen Tom'la yaşarsın. | Open Subtitles | حينها سأنتقل لشقتك , و بإمكانك الإنتقال إلى هنا للعيش مع توم |
senin evine gelmeden çok önce onu atlatmıştım. | Open Subtitles | لا يا ملاكى, لقد أضعته قبل وصولى الى منزلك بكثير. |
Belki tüm bu insanları senin evine davet edersem senin için daha iyi olur ve hep birlikte kaynaşırız? | Open Subtitles | اذن , سندعو هؤلاء الناس الى منزلك ويمكننا هناك ان نندمج جميعا |
Hayır, senin evine gitmeliyiz, bedeninin tutulduğu yere. | Open Subtitles | لا, علينا أن نذهب إلى بيتك , حيث يتم الاحتفاظ بها جسمك. |
Peki, öyleyse, Naziler senin evine geldiler, | Open Subtitles | حسناً، فأنت تقول لو أن النازيين أتوا إلى بيتك |
senin evine mi gidelim? | Open Subtitles | هلا نعود إلى بيتك أليس بيتكِ أقرب؟ |
senin evine mi gitmek istersin ya da... | Open Subtitles | حسناً ، أتريدين العودة لمنزلكِ ؟ |
Sonra da tabii alemle birlikte senin evine taşınırız. | Open Subtitles | وبعد ذلك، بالطبع، تنتقل عائلتي للعيش معك. |
Biliyorsun artık senin evine gelemem. | Open Subtitles | لا يمكننى المجئ إلى منزلكِ ثانية |
Yakmadan önce onun cesedini senin evine bıraktık. | Open Subtitles | تركناها في شقتكِ قبل أن نحرقها |